Türk Eğitim-Sen Şube Başkan Yardımcısı Sinan Mol, öğretmen atamalarında mülakat kararına tepki gösterdi. Mülakat sisteminin ülkenin ayağına pranga olduğunu ifade eden Mol, “Sayın Cumhurbaşkanı bunu görmüş ve bu sistemi kaldıracağını söylemiştir. Tekrar bu sistemin adını, şeklini değiştirerek öğretmenlerin önüne sürenlerin bu ülkeyle bir derdi mi var? Ülkemizin geleceğine mülakat adı altında pranga vurdurmayın” dedi.

Sözleşmeli öğretmen istihdamına yönelik mülakat puanının, KPSS puanının yüzde 50’si ile sözlü sınavdan alınan puanın yüzde 50’si alınarak belirlenmesine ilişkin yönetmelik, dün Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti.

‘ÖMK eğitimcileri bölmemeli’ ‘ÖMK eğitimcileri bölmemeli’

Yeni mülakat sistemine karşı Türk Eğitim-Sen’den tepki dolu bir açıklama geldi.

Öğretmenliğin kutsal meslek olduğunu hatırlatan Türk Eğitim-Sen Şube Başkan Yardımcısı Sinan Mol, “Bizi öğretmen yapan da öğretmenlerdir. Mühendisi mühendis yapan da öğretmenlerdir, doktoru doktor yapan, polisi polis yapan askeri asker yapan da öğretmendir” diye konuştu.

‘DEVLETİN AYAKTA KALMASINI ANCAK İYİ NESİLLER SAĞLAYABİLİR’

Devletin ayakta kalmasını, milletin ilerlemesini ancak iyi nesillerin sağlayabileceğini ifade eden Sinan Mol, “Şimdi size sorarım geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın iyi birer eğitim almasını istemeyenler mi var? Yeri geldi terör örgütleri tarafından şehit edildik, yeri geldik ülkemizi istila eden göçmen adı altındaki şahıslar tarafından öldürüldük. Yeri geldi çocuğu emanetimiz olan veliler tarafından dayak yedik. Yeri geldi siyasi zorbalıklara maruz kaldık. Bu şartlar altında mesleğimize helal getirmeden mesleğimizin ciddiyetine uygun bu ülkenin geleceğine hizmet ettiğimizi bilerek canhıraş şekilde çalışmaya devam ettik.

Bu kadar zorluğun yaşatıldığını gördüğümüzde yukarıda sorduğum soruyu sizde sormaz mısınız? Bir ülkenin geleceğini şekillendiren öğretmenlerin bu zorluklara, bu zorbalıklara maruz kalmasına sessiz kalınması size de bu ülkenin geleceğini istemeyenler mi var sorusunu sordurtmuyor mu?” ifadelerini kullandı.

Mol, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Aziz milletim; sizin de malumunuz olduğu üzere genç beyinler daha enerjik olup daha hevesli olup çocuklara daha faydalı olacağı bir gerçektir. Günümüzde öğretmenlerin atamaları o kadar az ki birçok öğretmen 27-28 yaşında öğretmenlik mesleğine başlamaktadır. Okuldan çıktığı anki bilgilerini, enerjisini, neşesini kaybetmektedir. Biz bunun için yıllardır dil döktük. Öğretmenlik mesleği kutsaldır. “Gençlerimize çocuklarımıza faydalı olabilmesi için eğitimini tamamladıktan sonra öğretmenlerimizi atayın” diye. Sonra bir mülakat sistemi getirdiler mülakatla eleme yapacağız dediler. Biz bunun karşısında durduk. Bu liyakatsiz bir sistem doğurur hak edenin hak ettiği yerlere gelmesinin önünü keser dedik.

‘CUMHURBAŞKANININ VERDİĞİ SÖZÜ KİMLER DEĞİŞTİRDİ?’

Sonra sayın Cumhurbaşkanımız bununla ilgili bizlere söz verdi, mülakatsız öğretmenlik atamaları yapılacaktır diye.  Ancak Resmi Gazete’de yayınladığı üzere %50 mülakat %50 sınav puanı getirdiler. Sayın Cumhurbaşkanı’nın verdiği bu sözü değiştirenler kimlerdir öncelikle bu soruyu soruyorum? kimler bu ülkenin geleceği olan nesilleri yetiştiren öğretmenlerle uğraşmaktadır.

Bir çocuk  eğitim fakültesini kazandı, başarıyla eğitim fakültesini tamamladı. Madem yetersiz mezun olduğunu düşünüyorsunuz, madem Türkçesi yetmiyordu, madem öğretmenlik için yetersizdi bu çocuğa neden öğretmenlik okutarak geleceğini çöpe attık. Eğer öğretmen olamayacak kapasitede ise neden bu çocuk dört yılını çöpe attı şimdi ne iş yapacak? Daha önce yaşandığı gibi geleceğini kaybeden, kendini yetiştirdiği alana giremeyen bu gençler intihar edecektir, yazıktır günahtır. Okuldan mezun olduktan sonra öğrendiklerini yeni yetişen nesillere aktarması,  taze bilgileriyle, enerjik, parlak beyinlerle  mezun olmuş öğretmenleri  atamak yerine onlara, KPSS şartı mülakat şartı tutup yıllarca oyalayacağız. Öğretmen olma heyecanlarını öldürüp, bilgilerinin üzerinden yıllar geçirip öyle mi atayacağız. Mülakat sistemi bu ülkenin ayak bağıdır. Mülakat dediğiniz eşittir torpildir.

‘LİYAKATSİZ SİSTEMLERİN YETİŞTİRDİĞİ GELECEK BU ÜLKEYE NE VERECEK’

Siyasi referans bulabilenler atanacak, iktidar partisine biat edenler atanacak, emeğini mücadele vermişliğin okumuşluğun hak etmişliğin hiçbir önemi olmayacak “bendensen öğretmensin değilsen olamazsın” mülakat sistemi budur. Bunun karşısında durmak herkesin görevidir, liyakatsiz sistemlerin yetiştirdiği gelecek bu ülkeye ne verecektir. Yıpratılmış öğretmenler bu ülkeye ne verebilecek. Yıllarca ekmek derdi için mağazalarda kasiyerlik yapan bir öğretmen olduğunda çocuklara ne verebilecek.  “Mülakat sistemi ile torpili olanlar atanıyor, bizim torpilimiz yok atanamayacağız” psikolojisine giren on binlerce öğretmen adayının psikolojisini düşünün.

Hangi mülakatta torpil olmamaktadır?  Sizler öğretmenlere gidin siyasi parti il başkanlarına ilçe başkanlarına biat edin onların onayından geçtikten sonra karşımıza gelin diyorsunuz. Peki soruyoruz bu ülke ile sorunu olan bir zihniyet eskaza yarın bu ülkenin başına gelse atamalarını mülakatta sadece kendi zihniyetindeki insanlara atamaya kalksalar o zaman bunun hesabını kim verecek? Mülakat sistemi bu ülkenin ayağına prangadır. Sayın Cumhurbaşkanı bunu görmüş ve bu sistemi kaldıracağını söylemiştir. Tekrar bu sistemin adını değiştirerek, şeklini değiştirerek öğretmenlerin önüne sürenlerin bu ülkeyle bir derdi mi vardır? Önce bunun cevabını vermeliler.

‘ÜLKENİN GELECEĞİNE MÜLAKAT ADI ALTINDA PRANGA VURMAYIN’

Öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği ayaklar altına sermek ancak  bu ülkenin geleceğini ayaklar altına sermek demektir.  Siyasetçisinden  bürokratına herkes aklını başına almalıdır. Biz bu ülkeyi seven, bu ülkenin geleceğini düşünen öğretmenler olarak bu prangayı ortadan kaldırmak için mücadelemizi her daim vereceğiz. Aziz milletim bu konudaki mücadelemize desteklerinizi bekliyoruz. Ülkenizin geleceğine mülakat adı altında pranga vurdurmayın.

Çocuğunuzu, çocuğunuzun geleceğini düşünün ülkenizi, ülkenizin geleceğini düşünün mülakat sistemine karşı çıkmak Türk milletinin her ferdinin görevidir. Sizler de lütfen ülkenizin geleceğini, ülkenin geleceğini yetiştiren öğretmenlerinize sahip çıkın.”

Editör: Mustafa Burak Yalçın