Bu ülkede herkes her konuda konuşmayı çok seviyor. Özellikle siyaset, eğitim ve din konusunda bu ülkede herkes uzmandır (!). İşin garip tarafı da mesleğinin dışında uzmanlık taslayanların sayısı bir hayli fazla. Bu uzmanlık taslayanlar alanı dışında yorum yapmasından kaynaklanan güven kaybı ile birlikte kendi mesleklerinde de itibar kaybetmektedirler.
Hele de siyasi anlamda yorum yaptıklarında toplum nazarında itibarlarının kalmadığını çok daha net görmekteyiz. Bu meslek grupları içerisinde en hassas olmaları gerekenlerin sporcular ve sanatçılar olduğunu düşünmekteyim. Çünkü sanatçıyı ya da sporcuyu sevenler siyasi görüşünden dolayı değil, mesleklerinden dolayı sevmektedirler.
Sporcu ve sanatçıları sevenlerin bir ortak özelliği de her kesimden sevenlerinin olmasıdır. Ta ki bu kişiler, siyaset ve toplumun geçer örflerine karşı kurdukları cümlelere kadar. Ondan sonra ciddi bir taraftar kaybı yaşamaktadırlar.
Açıkça kamu düzenine aykırılık teşkil eden hareketler üzerinde yorum yapmaları şahsen benim nazarımda da kendilerini küçük düşürmekte ve itibar kaybına neden olmaktadırlar.
Bir sinema sanatçısı çıkıp siyasi söylemler söylüyorsa, bir başka sinema sanatçısı bu ülkenin başörtülü hanımlarına 'Suudi Arabistan'a gidin' diyerek bir anlamda faşistlik yapıyorsa kamuoyunda bir karşılığı olmayacaktır.
Aynı zihniyette farklı sanatçıların inançlı kesimleri kast ederek Arap ülkelerine gidin orada okuyun türü paylaşım yapmalarının kime ne faydası var? Oysa bu ülke hepimizin içerisinde olduğu ve birlikte yaşamak zorunda olduğumuz ülke değil mi?
Benim de yıllarca taraftarı olduğum takımın bir oyuncusunun LGBT'yi temsil eden renkler ve "Gururla destekliyorum" yazısı içeren tişörtüyle görüntülenmesi, bunu büyük bir gururla yaptığını söylemesi elbette ki birilerinin hoşuna gitmiş olabilir. Oysa bu futbolcu futboluyla, başarılarıyla gündeme gelmesi daha doğru değil miydi?
Daha da faciası kulübü de bu davranışa sahip çıkarak başta ben olmak üzere birçok taraftarını kaybetmiştir. Oysa insanlar mesleklerindeki başarılarıyla tartışılmalıdır. Mesleklerindeki başarısızlıklarını birilerinin hoşuna gidecek davranışlarla kendilerine taraftar bulmaları toplumun ne kadar ayrıştığının da göstergesidir.
Fırsat kollayan birilerinin gönlünü hoşnut etmiş olabilir ama benim gibi binlerce insanın gönlünde hiç de iyi bir yerde olmayacaktır bundan sonra.
Yine dünyaca ünlü olduğu söylenen bir müzik sanatçımız ne zaman siyasete, dine dair ifadeler kullanmış (ki bu ifadeler hep karalama ve olumsuzluklar üzerinedir) işte o zaman sanatçılığı değil bu ifadeleri konuşulmaya başlamıştır.
Son olarak ilimizin ilçesinde konseri iptal edilen -ki bana göre sözde sanatçı bu dediklerimize en güzel örnektir. Bu kişi şarkılarından ziyade söyledikleri (-ki söyledikleri yine değerlerimize karşı saygısızlık idi) ile tartışılmıştır.
Bu ülkenin en büyük problemlerinden birisi herkesin her şey hakkında konuşmasıdır. Daha da kötüsü kendi mesleği ile ilgili çok daha az konuşmasıdır. Özellikle sanatçı ve sporcuların siyaset ve din ile ilgili söylemlerinin kendilerini sevenler açısından bir kırılmalara neden olduğu bilinmektedir.
Duygusallığı bırakıp gerçekçi olmaya başladığımızda söylemek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Sanatın ve sporun siyaseti olmaz. Olmamalı da. Kim olursa olsun insanlar kendi mesleği ile anılmalı ve kendi mesleği ile söylemlerine yer vermelidir.
Sevgide kalın, sevgiyle kalın…