İnsan iyi olduğu zaman toplum iyi olur, toplum iyi olduğu zaman yönetici de iyi olur. Toplum kötü olduğu zaman yönetici de kötü olur. Esas olan her bir bireyin iyi insan olmasıdır.
Örneğin;
Bir kasap, vitrinin ön tarafına yani müşterinin görebildiği yere etin iyi ve yağsız olanlarını koyarsa, arkaya ve altına da yağlı olanları koyarak müşteriyi aldatırsa bu doğru olmaz.
Bir pazarcı, tezgahın ön taraflarına ürünün iyisini ve sağlamlarını koyarsa, müşteriye verirken de arkadan çürüklerini karıştırırsa bu da yanlış bir davranıştır.
Bir esnaf, malının kusurlarını gizleyerek alıcıyı aldatır ve yalan söylerse müşterisini aldatmış olur.
Bir memur, vatandaştan rüşvet alarak, hem devlete hem millete zarar verirse kul hakkı yemiş olur. Kısaca bazı insanlar, büyük ya da küçük, daha fazla kazanmak uğruna kendi imkanları ölçüsünde bunu yapar.
Bir pazarcı, bir esnaf, bir memur üçü bir aile veya arkadaş buluşmasında sohbete başlarlar. Sohbet konusunun çoğu zaman, insanların dürüst olmadığı, siyasetçinin ve bürokratın dürüst olmadığı, belediye başkanının rüşvet aldığı veya yolsuzluk yaptığı ile ilgili olduğuna şahit olmuşsunuzdur. Pazarcı da, kasap da, memur da dürüstlük istemektedir. Tabiidir ki herkes dürüstlük ister ve bekler. Ama hep başkalarının dürüst olmasını istemek ve beklemek ne kadar doğrudur. Hiç kimse önce kendisinin dürüst olması gerektiğini aklına getirmez.
Ey Kasap! Sen başkalarını aldatırsan başkaları da seni aldatacaktır, hiç şüphen olmasın! Ey Pazarcı, sen kendi tezgahında başkasına hile yaparsan, kasaba et almaya gittiğinde aynı muamele ile karşılaşacağını unutma! Muayene sırasında veya bir başka yerde daha fazla beklememek için başkasının önüne geçmeye çalışırsan, bir başka yerde de başkaları senin önüne geçmeye çalıştığı zaman sinirlenen ve doğruluk taslayan insan durumuna düşme!
Kültürel Yanlışlar
Türk toplumu çoğunlukla inançlıdır ve dinine bağlıdır. Fakat uzun yıllar batı kültürünü hakim kılma çabaları ve çalışmaları neticesinde bir kısım insanlarımız batı kültürünü benimsemiş ve uygulama da zorluk çekmemiştir. Ancak çoğunluk bir kesim ise hem kendi kültürünü devam ettirmiş hem de batı kültürünün etkisinden kurtulamamıştır. Bu durum İslam toplumunda bazı davranışsal yanlışları ve çelişkileri de beraberinde getirmiştir. İşte onlardan örnekler:
- Bazı kadınlar inançlıdır ama sosyal yaşamda başını açarken, camide, mevlitte, mezarlıkta ve cenazede başını örter.
- Bazı insanlar zina yapar ama dinin emrine uyarak gusül abdesti almayı ihmal etmez.
- 11 ay haram olan içkiyi içer ama Ramazanda, kandil ve Cuma gecelerinde içmez.
- Kul hakkı yer ama sol elle yemek yemez.
- Ekmek yere düşünce alır öper ama her gün çöpe onlarca ekmek atar.
- Sakal bırakır sünnet diye ama mahkemede yalan söyler.
- Ateisttir ama babasının cenazesini dini kurallara göre kaldırır.
- Denize haşema ile girer ama plajdaki çıplak kadınlara bakmayı önemsemez.
- İsraf haramdır der, bir garibana bir şey verirken kırk kere düşünür ama 5 yıldızlı otelin açık büfesinde tabağını tıka basa doldurur ve hepsini yiyemediği için çöpe atılır.
- Milliyetçiyim der ama yabancı markaları tercih eder.
- Faiz haramdır der ama parası olunca bankaya faize yatırır.
- Camiden çıkar büyük ikramiyeyi kazanmak için piyango bileti kuyruğuna girer. Oruç için sahura kalkar, ama sabah namazını kılmadan yatar.
- Sünnet olan 20 rekat teravih namazını kılar ama farz olan namazları kılmaz.
- Bazı kadınlar eşlerinin kendilerini aldatmasını istemez, ama televizyondaki sadakatsız dizilerin daimi izleyicileridirler.
- Erkek karısını aldatır ama karısı onu aldatınca öldürür ve namusumu kurtardım der.
- Avrupa ülkelerindeki kamu düzenini ve trafik sistemini överiz, ama kendi ülkemizde kurallara pek uymayız.