Çorum Özel Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Opr. Dr. S. Burcu Torumtay Aliç, Opr. Dr. Özgül Bekar, Opr. Dr. Sinan Özer ve Opr. Dr. Sabri Laçin 18 Ekim Dünya Menopoz Günü sebebiyle yaptıkları açıklamada bir kadının hayatının yaklaşık üçte birini kapsayan menopoz hakkında bilgiler verdiler.
Menopozun, yumurtalıkların aktivitelerini kaybetmeleri sonucu adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesi olarak tanımlanmakta olduğunu kaydeden doktorlar, “Menopoz döneminde yumurtalık fonksiyonları ve buna bağlı olarak östrojen üretimi azalır, yumurtalıklar küçülür, zaman içerisinde adet döngüsü ve üreme yeteneği tamamiyle kaybolur. Menopoz yaşı batılı ülkelerde ortalama olarak 51-55 iken, ülkemizde 46-48’dir” dediler.
Menopoz döneminin Dünya Sağlık Örgütü'nün sınıflandırmasına göre üç döneme ayrıldığını kaydeden doktorlar, bu dönemler hakkında şu bilgileri verdiler:
“Premenopoz: İlk belirtilerin görüldüğü dönemden menopoza kadar geçen süreyi kapsar. Yumurtalıklarda folikül aktivitesi yavaşlar, adetler düzensizleşir. Bu süreç birkaç ay ya da yıl sürebilir.
Menopoz: En son adet kanamasının görülmesidir.
Postmenopoz: Menopozdan sonraki süreci kapsar. Bir kadının postmenopozal dönemde olabilmesi için en az 1 yıl süreyle adet görmüyor olması gereklidir.
Menopoz, oluş biçimine göre de sınıflandırılır:
Doğal Menopoz: Kendiliğinden ve 45 yaşından sonra oluşan menopozdur.
Erken menopoz: 45 yaşından önce oluşan menopozdur. Sebebi belli olmayan durumlar, genetik faktörler, otoimmün hastalıklar, radyoterapi, kemoterapi, enfeksiyonlar, çevresel nedenler, kürtaj ve düşükler, sık gebelik, aşırı şişmanlık, hipotiroidizm gibi sebeplerle oluşabilir.
Cerrahi menopoz: Adet gören bir kadının yumurtalıkları cerrahi olarak çıkarılırsa menopoz gelişir.Premenopozal dönem belirtileri: Adet düzensizlikleri, yumurtlamada azalma, ateş basmaları,aşırı terleme, depresif ruh hali, uykusuzluk, gerginlik, sinirlilik, iştah artışı,
konsantrasyon güçlüğü, yüzde kızarma, çarpıntı, baş ağrısı, baş dönmesi, sıcak basması, öz güven azlığı, unutkanlık, dikkatsizlik, yorgunluk, cinsel istekte azalma
MENOPOZ SONRASI GÖRÜLEN
BELİRTİLER NELERDİR?
Premenopozal dönemde görülen belirtiler devam eder. Uzun süreli östrojen azlığı sonrası genital organlarda atrofi (küçülme), vulva ve vagende kuruluk olur. Buna bağlı olarak sık idrara çıkma, vulvada kaşıntı, cinsel ilişki sırasında ağrı görülebilir. Pelvik taban kaslarındaki zayıflamaya bağlı rahim sarkması, idrar kaçırma, idrar kesesinde sarkma, makatta sarkma olabilir. Deride ve saç köklerinde östrojen eksikliğine bağlı olarak saçlı deride, koltuk altı ve genital bölgede kıl miktarı azalırken çene, dudak ve göğüste kalın tüyler çıkabilir. Ciltte kollagen ve esneklik kaybı, kuruluk ve yara iyileşmesinde gecikmeler gözlenir.
Östrojen, koroner kalp hastalıkları riskini azaltan bir hormondur. İyi huylu kolesterolü yükseltirken kötü huylu kolesterolü düşürür ve menopozla birlikte östrojen eksikliği sebebiyle koroner kalp hastalıkları riski artar. Hipertansiyona yatkınlık gelişir.
Menopozla görülen diğer bir önemli problem osteoporozdur. Osteoporoz kemik mineral yoğunluğunun azalmasıdır ve kırıklara yatkınlık demektir. Menopozlu kadınlar her yıl kemik kitlelerinin % 3-4'ünü kaybederler. Yine menopoz sonrası kadınlarda metabolik hız yavaşlar, kilo artışı görülür.
MENOPOZ TANISI
Seyrek ya da düzensiz adet gören, sıcak basmaları ve psikolojik rahatsızlıkları olan bir kadından adetin ikinci ya da üçüncü günü alınan kanda FSH ve LH hormonlarına bakılarak menopoz tanısı konulabilir.
MENOPOZDA CİNSEL YAŞAM
Menopozla birlikte cinsel yaşam sona ermez. Östrojen azlığı nedeni ile cinsel organlarda kuruluk ve küçülme olur. Buna bağlı olarak cinsel ilişki esnasında ağrı ve acıma hissedilebilir. Lubrikan ve nemlendirici kremler kullanılabilir.
MENOPOZDA YAPILMASI GEREKENLER
Menopoz döneminde sık görülen sıcak basmalarına karşı hafif, ince ve pamuklu kıyafetler giymek gerekir. Reflu ve safra kesesi hastalıklarına yatkınlığın da artması sebebiyle baharat ve kafeini azaltmak, sigara ve alkolden uzak durmak faydalıdır.
Osteoporozdan korunmak için günlük kalsiyum alımına dikkat etmek ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir. D vitamini düzeylerine dikkat edilmeli ve güneşten mümkün olduğunca faydalanılmalıdır. Östrojen yetmezliğine bağlı olarak metabolizma hızı yavaşlar ve hızlı kilo alımı başlar. Alınan kalori miktarına ve besin içeriklerine daha çok dikkat etmek gerekir.
HORMON REPLASMAN
TEDAVİSİ NEDİR?
Hormon replasman tedavisi (HRT) östrojen takviye tedavisidir. Sadece gerekli hastalara, hekimi tarafından başlanır. Hormon tedavisinin amacı menopozla birlikte artan osteoporoz ve kalp-damar hastalıkları sıklığını azaltmaktır. Hormon tedavisinin bazı kadınlarda sık görülen sıcak basması, terleme, çarpıntı ve uykusuzluk gibi belirtilere de faydası vardır.
HORMON TEDAVİSİ
KİMLERE UYGULANMAZ?
Bilinen ve şüpheli rahim ve meme kanseri tanısı olan, teşhis edilmemiş anormal vaginal kanaması olan, karaciğer hastalığı olan, emboli (pıhtı atma ) riski olan, şişman,varisi olan, hipertansif ve sigara içen, kalp krizi geçirmiş olan, beyin damar tıkanıklığı veya inme geçiren hastalara HRT kesinlikle uygulanmaz.
Hormon replasman tedavisi hem enjeksiyon şeklinde hem de ağızdan kullanılabilir. Vajinal krem şeklinde olanları da vardır. Bu tedaviyi alan hastalarda düzenli olarak meme taraması ve jinekolojik muayene yapılmalıdır.”