İTİNEN YATAN BİTİNEN KALKAR

Ey iman edenler! Siz eğer küfüre sapanlara, günahkarlara  uyarsanız sizi gerisin geriye (küfre) çevirirler de büsbütün hüsrana uğrarsınız. (AL-i İmran; 149) 
Kim Allah'ı sevenleri, onun yolundan gidenleri ve O'nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin, kazananların ta kendileridir.(Maide; 56) 
Bu ayetlerde ve buraya yazamadığımız birçok ayette Allah (c.c) kullarına kimlerle dost olmaları gerektiğini, kimin safında yer almaları gerektiğini açık bir şekilde öğütlüyor. Bize düşen dostumuzu da düşmanımızı da iyi tanımak ve ona göre hareket etmektir. Kişisel çıkar ve menfaatler üzerine kurulan arkadaşlıklar geçicidir ve faydalı değildir. Bu tür arkadaşlıklar bizi birbirimize sıkı sıkıya bağlamaz. Aksine çürük bir iple bağlıdır, menfaat bittiğinde dostluk da biter ve en ufak bir sarsıntıda kopar ve dağılır. Gerçek dost kötü günde belli olur. Gücün, makamın ve paran varken herkes dost olur. Darlık zamanında ise hepsi yok olur. Atalarımız yaşamışlar, görmüşler ve bize tecrübelerini ne güzel aktarmışlar: 
"Sadık bir dostum var deme, başına bir hal gelmeyince; hayırlı evladım var deme, el koynuna girmeyince; vefakar bir karım var deme, yok günü görmeyince.'' 
Peki, gerçek bir dostu nasıl anlayacağız? İşte gerçek bir dostu anlamanın yollarını Hz Ömer (r.a) şöyle açıklıyor: Bir kimse Hz. Ömer'in yanına gelir ve birini metheder. Hz. Ömer de ona üç soru sorar: Onunla yolculuk yaptın mı? Adam "hayır" der. Onunla alışveriş yaptın mı? Adam "hayır" der Peki, ona komşuluk ettin mi? Adam yine "hayır" der. Hz Ömer der ki: Vallahi sen onu tanımıyorsun. 
Dışarıdan insanlar iyi görünebilir. Ama onunla bir yolculuk yapın, bir komşuluk yapın, bir alış veriş yapın. Bakalım dürüst mü? Güvenilir mi? Karşılıksız yardım ve fedakarlıkta bulunabiliyor mu? Sözün sahibi demişi ki; "Düşenin dostu olmaz demişler düşte görürsün Sen o zaman dostları düşünde görürsün.'' 
Her insanın bir dosta bir arkadaşa bir yoldaşa ihtiyacı vardır. Ancak dostumuzu seçerken çok dikkatli olmalıyız. Çünkü iyi bir dost insanı yüceltir, kötü bir dost ise insanı beladan belaya sürükler. Birçok insan, ya çevresinin ya da arkadaşının kurbanı olmuş ve kötü işlere girişmiştir. Nice insan da iyi dostları sayesinde huzur bulmuş başarılar elde etmiştir. Bununla ilgili şu güzel atasözlerini hatırlayalım: Üzüm üzüme baka, baka kararır. / İtinen yatan, bitinen kalkar. Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. / Deve ile arkadaş olan kapısını ona göre yaptırırmış. Allah (c.c) Kur'an'da; Müslüman olmayanların ve münafıkların müslümanlara karşı hal ve hareketlerini, davranışlarını, hilelerini, açıktan ve gizli olarak yaptıklarını tekraren bildirmiş ve onlara karşı tedbirli olmamızı, pozisyon almamızı öğütlemiştir. Onlarla dost olmamamızı ve onlara güvenmememizi bize bildirmiştir. 
İyi arkadaş hayra, kötü arkadaş şerre götürür. Kötü arkadaş hem dünya hem de ahiret hayatını berbat eder. İnsanın dünya ve ahiret mutluluğunda arkadaşları ve dost çevresi çok önemli bir yere sahiptir. Peygamber Efendimiz (sav), bir hadis-i şeriflerinde bir temsil ile bu hususu şöyle izah eder: "İyi ve kötü arkadaşın misali koku satanla körük çeken demirci gibidir. Misk kokusu satan adam ya sana ikramda bulunur, ya kokuyu satın alırsın veyahut da hiç olmazsa en azından hoş koku koklarsın. Körük çeken demirciye gelince, o, ya sana kıvılcım saçar da elbiseni yakarsın veyahut yanında otururken körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun." 
Toplumsal yaşamımızda arkadaş seçimi çok önemlidir. Çünkü kötü arkadaş yanındakini de kötü alışkanlıklara, kötü davranışlara sürükler. Yanlış arkadaş seçimi insanı, hırsızlık, içki, kumar, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklara sürükler. Mevlana bu hususta şöyle demiş: "Kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.'' Kötü arkadaşı anlamak için bazı özelliklerine ve davranışlarına dikkat etmeliyiz; Kötü arkadaş samimi değildir. Daima kendi çıkarlarını önde tutar. Hep sizden yararlanmayı düşünür. Kötü gününüzde yanınızda değildir. Hatalarınızı, yanlışlarınızı söylemez ve sürekli sizi över. Sizin başarılarınızı kıskanır ve sizi istemez. İyi arkadaş, kötü günde belli olur. İyi arkadaş ise, her şeyinizi emanet edebileceğiniz, güvenebileceğiniz kişi olmalı. Ona sırrınızı açabilmelisiniz. Kötü gününüzde yani hastalık veya maddi sıkıntı da olduğunuz zaman yardımınıza koşabilen kişidir. Sizin için gerektiğinde fedakarlık yapabilendir. Açığınızı, eksiğinizi kapatmasını bilendir.
Son söz olarak, çocuklarımıza, gençlerimize tavsiyemiz;  Arkadaşlık yaptığınız kişileri ve bulunduğunuz çevreyi iyi seçmenizdir. Bilinmelidir  ki, başa  gelen bütün kötü işlerin, alışkanlıkların sebebi kötü çevre ve arkadaşlardır. Tabii burada anne babalara da büyük sorumluluk düşüyor. Çocuklarının kimlerle arkadaşlık yaptıklarını, hangi ortamlarda bulunduklarını takip etmeleri ve onları doğru bir şekilde yönlendirmeleri gerekmektedir. Unutmayalım ki; İtinen yatan bitinen kalkar...