Evlenmek, aile yuvası kurmak için yapılır. Zevk için veya deneme amaçlı evlilik yapılamaz. Evlilik; birbirleriyle iyi anlaşan iki ruhun tek bir vücut olurcasına birbirlerine uyması ve yakışmasıdır. Evlilikte mutlu beraberliğin yarı sıra sağlıklı ve erdemli nesiller yetiştirmek gibi ulvi bir gaye vardır.
Tarih boyunca bir dine inansın veya inanmasın her toplumun çekirdeğini aile oluşturur. Aile, erkekle kadınını meşru evlilikle kurduğu yuvaya denir ve mutlaka meşru nikah temeline dayanır. Bilge kişiler evliliği, kalple aklı evlendirme sanatı diye tanımlamışlardır.
Çocuğun yetişebileceği, yaşayabileceği en sağlıklı yer ailedir. Sadece annenin veya sadece babanın yanında ruh sağlığı yerinde çocuklar yetiştirmek mümkün değildir.
Evlilik, bir kadınla bir erkeğin evliliğinden ibaret değildir. Aslında evlilik, iki ailenin evliliği gibidir. Başka bir ifadeyle iki aileden bireylerin tek aile meydana getirme sanatıdır. Kadınla erkek nasıl birbiriyle uyumlu olacaksa buna iki ailenin mutlaka etkisi ve katkısı olacaktır. Onun içindir ki evlenecek kişiler, mutlaka bu gerçeği göz önüne almalıdır.
Gençler, eş seçiminde şehvetlerinin ve duygularının kurbanı olabiliyor. Şair, şöyle diyor;
Gençlikte duygular sel gibi çağlar,
Gönül umudunu yükseğe bağlar.
Dengine düşmeyen ömrünce ağlar,
Her güzel yerini bulmaz be oğul!
Kelile ve Dimne adlı eserin yazarı Beydeba "Eşlerin en bahtsızı, birbirine uygun olmayanlardır" diyor.
Unutulmamalıdır ki kişi, seçtiği eşiyle birlikte ailesini, çevresini, kültürünü, hayat tarzını, prensiplerini ve bir dereceye kadar hayallerini de seçmiş olur. Bu, bir paket halindeki tercihtir. Şunlar kalsın, almıyorum demekle kurtulmak mümkün değildir.
Evlilik, biraz da kader kısmet işidir. Gençlik çağında güzelliğine ya da varlığına heveslenerek yapılan tercihler, kişinin ömür boyu yaşantısının prangasıdır. Sokrat diyor ki; " Mutlaka evlenin. İyi bir kadına düşerseniz mutlu, kötü bir kadına düşerseniz filozof olursunuz."
Kadın veya erkek, evlilikten sonra ben senin anneni yada babanı istemiyorum diyemez. Derse aile yuvasında ilk çatırtı başlamış olur. Zira evlenirken kişi, eşini ailesiyle birlikte kabul etmiştir. Eşinin de bir başka aileden geldiğinin bilincindedir. O aile ile uyumlu bir akrabalık kurup kuramayacağını başta hesap etmesi gerekirdi.
Evlilik kurumunun sağlıklı ve başarılı bir şekilde devam edebilmesi; eşlerin ekonomik, kültürel, dini ve psiko-sosyal yönden birbirlerine uyumlu olmalarıyla yakından ilgilidir. Peygamber Efendimiz(sav) 'de "Kadınları denkleriyle evlendirin" buyuruyor. Ancak bu denklik zenginlik ve refah düzeyi şeklinde algılanmamalıdır.
Yine Hz. Peygamber (sav) bu konuda ölçüyü koyuyor; " Kadın, dört şey için nikah edilir; Malı, soyu sopu, güzelliği ve dindarlığı için. Sen bunlardan dindar olanı araştır, bul, mutlu olursun." (Buharı, Müslim)
Bir başka hadiste bunu daha da açıklıyor:
"Kadınları yalnız güzellikleri için nikah etmeyin. Muhtemeldir ki güzellikleri onları ahlaken alçaltır. Onlarla mallarının hatırı için de evlenmeyin. Belki malları kendilerini azdırır. Kadınlarla dindarlıkları nedeniyle evlenin. Muhakkak ki yırtık elbiseli, siyah fakat dindar bir kadın daha kıymetlidir."
Büyüklerimiz, güzelliğe kırk günde doyulur da güzel huya kırk yılda doyulmaz, derlerdi. Yaşanan örneklerde bunu gösteriyor. Ekim ayları geçip de geçim ayları başlayınca esas evlilik o zaman başlıyor. Huyu güzel olmayan eşlerin birbirlerine mutluluk değil, huzursuzluk kaynağı olabileceğine işte o zaman ortaya çıkıyor.
İnsanlar, evlenmiş olmak için evlenmezler. Mutlu olmak için evlenirler. Mutluluk da eşlerin arasındaki sevgi, saygı ve sadakatin devamına bağlıdır. Hz. Peygamber (sav), bunu da huzurun kaynağı olarak saymıştır;
"Dört şey kime verilmişse ona dünya ve ahiretin hayrı verilmiş olur. Şükreden kalp, Allah'ı anan lisan, belaya sabreden beden, namusunda ve kocasının malında hıyanet etmeyen zevce " Evlenecek kişiler, eşlerinde güzellik ve zenginlikten başka kriter aramıyorlarsa bir kere daha düşünmelidirler. Bunların geçici olduğunu hatırlayarak yatağına kadın değil, çocuğuna anne olabilecek birini arayıp bulmaya çalışmalıdırlar.
Evlilik vuslat demektir. Keşke ayrılık olmasa.