Bu günlerde gündem Danıştay'ın and kararı. "Geciken adalet, adalet değildir" der atalarımız. Geciken kararların da maddi ve manevi maliyetleri var ne yazık ki.
Haber 1 ve arkasından Abdurrahim Karakoç şiiri:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çok sert 'Ant' tepkisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan Danıştay sempozyumundaki konuşmasına Danıştay'ın 8. Dairesinin aldığı andımız kararına çok sert tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın 'Öğrenci Andı' kararıyla ilgili konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Beş yılda ant ile ilgili karar veriyor Danıştay. 2013'te neredeydiniz? 2013'ten 2018'e kadar neredeydiniz? 2018'e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi?" dedi.
İzmir Limanı'nın ihalesini yapıyoruz Danıştay'da ihalesi 2 yıl bekliyor sonunda burayı alacak kişi vazgeçiyor, biz kaybediyoruz. 1 milyar doların bedelini bu millete ödetmeye kimsenin hakkı yoktur. Bunu bana Danıştay neyle izah edecek? Danıştay maalesef ağırdan aldığı zaman kim hesabını soracak? Bu bir tane örnek. Başka örnekler yok mu? Var. Böyle bir toplantıda böyle bir şeyin içine girmek istemem.
Gene tehir etme üç ay öteye, / Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ.
Otuz yıl da babam düştü ardına; / Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ.
Kırk yıl önce; yani babam ölünce, / Kadılıklar hâkimliğe dönünce,
Mirasçılar tarla, takım bölünce, / İrezillik beni buldu hâkim beğ.
Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git; / Bini buldu burda yediğim zılgıt.
Eğer diyeceksen: 'bana ne, öl git!' / Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ.
Sekiz evlek tarla, bir geverlik su, / Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu?
Kazanmasam da hu, kazansam da hu! / Canım ta burnuma geldi hâkim beğ.
Keşife-meşife, damgaya, harc'a / Kanımız kurudu harca da, harca..
Sayenizde avukatlar yıllarca, / Fakiri yoldu da yoldu hâkim beğ.
Mübaşir itekler, kâtip zavırlar; / Değişti bizde de göya devirler.
Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar, / Tapucuyu aya saldı hâkim beğ.
Kabahat sizde mi, kanunlarda mı? / Şaşırdım billâhi yolu yordamı..
Kızma sözlerime alam kadanı, / Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ.
Mülkün temeliydi adalet hani?... / Bizim hak temelde saklı mı yani?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni? / Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ?!
Hem davacı pişman, hem de davalı.. / Bu yolda tükettik çulu, çuvalı.
Sabret makamından çalma kavalı, / Sürüler ekine daldı hâkim beğ.
***
Diğer haber de sağlıkla ilgili. Habere konu olan eskiden sık sık karşılaştığımız sıradan bir olay iken bu günlerde de üzücü ama zaman zaman yaşanan dramlardandır.
Haber 2 ve yine Abdurrahim Karakoç şiiri:
Şeker komasına girerek hayatını kaybeden 17 yaşındaki Dilara Kilcioğlu'nun ardından, genç kızın doktoru olduğu öğrenilen Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, sosyal medya hesabından açıklama yaparak, genç kızın ölümüyle ilgili acı gerçeği paylaştı.
Prof. Dr. Arslanoğlu, genç kızın Zonguldak'ta yaşayan ailesinin maddi imkânsızlıklar nedeniyle kendisini kontrole getiremediğini, belirterek üzüntüsünü ifade etti.
Devrek'in Eğerci Köyünde yaşayan lise öğrencisi Dilara Kilcioğlu, diyabet rahatsızlığı nedeniyle Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde tedavi görüyordu. Evinde rahatsızlanan ve şeker komasına girdiği tespit edilen Dilara Kilcioğlu, hayatını kaybetti.
DOKTOR BEY
Avrat yeğin sayrı, benim karnım aç, / Keyf için gelmedik bura, doktor bey.
Fukara harcından yaz da bir ilaç, / Olsun derdimize çare, doktor bey.
Tama vatandaşık, kardaşık tama, / Bunca pahıl m'olur adam adama?
Geldik ta sabahtan kaldık akşama, / Yarına mümkün mü sıra? Doktor bey.
Yedi baş horanta yıkık hanede, / Tüm kazancım bini bulmaz senede,
Yüz pangunot helal olsun gene de, / Ben nireyim beş yüz nire? Doktor bey.
Tek kaşıkla çorba içer dördümüz, / Kul başından ırak ola derdimiz.
Senden benden asker ister ordumuz, / Candan da mı yeğdir para? Doktor bey.
Dert, bela tebelleş oldu başıma, / Her gece tahsildar girer düşüme,
Beni mahcup etme can yoldaşıma, / Erkeklik öldü mü bre? Doktor bey.
Büyük oğlan asker, öteki çırak, / Han için param yok, oteli bırak,
Mevsim kış, yollar sarp, köy hayli ırak, / Bir değil, beş değil yara, doktor bey.
Memur gelir, karşılarsın köşeden, / Zengin gelir kırılırsın neşeden,
Öte kaçma bizim garip Eşe'den, / Bakıp boynundaki kire, doktor bey.
Hemi Müslüman'ım, insanım hemi, / Halimi arz ettim darılma emi?
İçinde mangır yok, gördün kesemi, / Bir de ceplerimi ara, doktor bey.
Daha sayayım mı? Noksan mı daha? / Yalvara, yalvara tükendim aha!
Bu yüzle mi çıkacaksın Allah'a? / Vallahi yanarsın nara; doktor bey.
Bu hicivler, Türk edebiyatının şah eserlerindendir. İnsan nefsini, paranın gücünü ve mağdurların feryadını dile getirmektedir.