İBN HALDUN’DAN IŞIK DAMLALARI

1332-1406 yılları arasında yaşamış en büyük tarihçi ve sosyolojinin kurucusudur. Yaşadığı dönemin İslam toplumlarını ve devletlerini yapısal olarak incelemiş ve özelliklerini ortaya koymuştur. Yaşadığı tecrübeleri bizlere aktarmıştır. İbn Haldun günümüze ışık tutacak çok önemli bilgileri aktarmış büyük bir düşünür ve bilim insanıdır. Ünlü ‘’MUKADDİME’’ eserinin yazarıdır. Tarih, sosyoloji ve siyaset alanında birçok görüş ortaya atmıştır. Bu görüş ve tespitleri birçok yerli ve yabancı ilim adamları tarafından beğenilmiş ve takdir görmüştür.
İbn Haldun’a göre, insan toplumsal bir varlıktır ve toplum içinde birlikte yaşamak zorundadır. Devlet ise varlığın tacıdır. Devlet güç ile güzel ahlakın bir araya gelmesidir. Devletin güce sahip olması, idarecilerin de güzel ahlaklı olması gereklidir. Ona göre bir devlet başkanında olması gereken özellikler, ilim, adalet, ehliyet ve liyakattir. Devletin elindeki güç, zaman zaman sefahatin, israfın ve şahsi çıkarların karşılandığı bir alana dönüşebilir. Devlet için her ikisi de olmazsa olmazdır. Devletin başındakilerin güzel ahlaka sahip olması, toplumda hakim olacak ahlaka örnek teşkil eder. Devlette siyasi istikrar ile ekonomik istikrar birlikte sağlanmalıdır. Ancak ne olursa olsun devletler ve iktidarlar belirli bir süre yaşadıktan sonra yıkılmaya mahkum olurlar. Yani doğar, gelişir, yaşlanır ve ölürler.
İbni Haldun çalışmaya ve emeğe önem verir. Ona göre insan için çalışmaktan emek ve gayret sarf etmekten başka çıkar bir yol yoktur. Ticareti dürüst olmayan insanların ahlaki yönden zaafa ittiğini ve kötü tüccarın iyi tüccarı piyasadan sildiğini ifade eder. İnsan mizacında bulunan kısa zamanda çok para kazanma hırsı tüccarları gayri meşru ve hileli yollara iter. Malı stoklayıp piyasaya sürenler bu şekildedir. Ona göre insanların ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kazandıklarına rızık, bunun üzerinde üretim yapıldığında ise bundan elde edilene de kazanç/ kar denir. Üretimin kaynağı emek olmakla beraber, kişisel servetin kaynağı emek değil sömürüdür. 
İbn Haldun’un geçmişte yaşanmış tecrübelerden kaynaklanan değerli sözleri günümüzü aydınlatacak ve insanlığa yol gösterecek ışık damlaları gibidir.
- Adaletsizlik medeniyeti mahveder.
- Zulüm toplumun harap oluşunun habercisidir.
- Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz.
- Fazla alçakgönüllülğün sonu vasat insandan nasihat dinlemektir.
- İnsan alışkanlıklarının çocuğudur.
- Mağluplar galipleri taklit ederler.
- Her şeyi takdir eden Allah’tır ve O’ndan başka Rab yoktur.
- Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür.
- Her şeyden şikayet eden gayri memnunlar medeniyet kuramaz.
- Devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler.
- Akıl etmek Müslümanlar tarafından terk edildi ve bu yüzden zelil hale düştüler.
-  Kalpleri ayrı olanların akılları birleştirilemez.
-  Her akıl gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkar eder.
- İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür.
- İlme yasak koyanlar ve insanları yalanla meşgul edenler, insanlığın en büyük düşmanıdır.
- Dağları bir yerden başka bir yere nakletmek, gönülleri birleştirmekten daha kolaydır!
- İnsanların, başkalarının mükemmelliğini ve kendilerinden üstün olduklarını kabullenmeleri çok az görülecek bir durumdur.
- İlim bir kuyu, tartışma ise onun kovası gibidir.
- Bilesin ki, vücut için çok yemekten, açlık daha elverişlidir.
- Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.
- Devleti yıpratıp eski bir giysi durumuna getiren ve sonunda da büsbütün yıkıp yok eden, varlıklı ve parlak yaşamdır.