Çorum FK ikinci yarının ilk maçında evinde Urfaspor ile 0-0 berabere kaldı. Kırmızı Siyahlı takım özellikle ikinci yarıdaki etkili oyunu ile galibiyete çok yakın olmasına karşın aradığı golü bulamadı.
Her zaman söylediğim gibi ben teknik adamın ilk onbirine saygı duyarım. Onunla bir hafta birlikte olan ve çalışmalarını takip eden o ekip. Ancak maç içindeki hamleleri ile ilgili görüşlerim olacaktır.
Maçın ilk yarısında rakip kaleye etkili olarak gittiğimiz tek atak 35. dakikada Gökhan ile onun dışında pozisyon üretmekte zorlandık. Devre arasında bir hamle olur diye bekledim ancak yine aynı onbirle başladı. İlk hamleyi 65. dakikada yaptı.
Taraftarların isteğine ise ‘Takım iyi oynuyor’ kimi çıkartayım diyor Tahsin hocam. Valla hocam ilk yarıda hücum hattında pozitif oynayan kim vardı allah aşkına. Onbir tercihine saygı duyuyorum ancak performansa göre değişiklik yapma konusunda geç kaldığınızı düşünüyorum. Erken değişiklik olsaydı sonuç değişirme bilemeyiz ancak işin doğrusu erken hamle gerektiren bir ilk yarı oynadık.
Sağ bekte Serkan ve kanatta Suat takımlarına ligin ilk yarısındaki katkıları yapabilselerde maçı kazanmamız içten bile değildi. Kaptan’da savunma anlamında tamam ancak hücumda beklenen katkıyı yapamadı. Gökhan Karadeniz o bölgesin ismi olduğunu ilk maçta gösterdi.
Takım olarak iyi mücadele ettik iyi baskı kurduk ancak hücumda beklediğimiz performansı gösteremeyince hak ettiğimiz üç puanı alamadık. Grubun lideri kalecimizi bir tek 90+7. dakikada frikikde yere yatırdı. Kalemize ilk şutu bu dakikada attı. Bunlar Çorum FK’nın maçtaki üstünlüğünü ve performansını göstermesi açısından yeterli olsa sanırım.
Evet bunlar sadece teselli kısmı. Biz hedefimize ulaşmak istiyorsak teselliyi bırakıp gerçekleri görmemiz gerekiyor. Oda evimizde puan kaybetmememiz gerektiği. İnsan üzülmüyor değil böyle bir oyun sonunda maçı kazanamamak. Ancak futbol garip bir oyun bu kadar üstün oynadığımız bir maçta 90+7’de o frikik gol olsa mağlup olacaktık. Maç öncesi yazımda dediğim gibi yenemiyorsan yenilmemek önemliydi en azından bunu başardık.
İkinci yarıda yeni transferler girdikten sonraki performansları camiaya umut verdi. Zamanımız kısıtlı ve artık telafi edecek zamanımız yok o yüzden forma giyen giymeyen herkesin sorumluluğunun bilincinde hareket etmesi gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta transferlerin açıklanmasının ardından kamuoyunda öyle bir hava oluştu ki pazar günü stad dolacak taraftar rekoru kırılacak diye. Allah için benimde öyle bir beklentim oldu. Ancak malesef yine hayal kırıklığına uğradık. Bu taraftardan çok daha fazla sayıya ligin ilk yarısındaki maçlarda ulaştık. Hava çok soğuk olsa belki anlayacağım da Ocak ayında böyle güzel bir havada bile takımlarına destek vermeye bu kadar taraftar geliyorsa demekki bu takımı seven sayısı bu kadar fazla zorlamaya gerek yok.
Bu arada böylesine tansiyonu yüksek bir maçta taraftarlar oldukça iyi bir sınav verdiler. Bir iki kez ufak tefek yanlışlar olsada genel anlamda herkes sorumluluğu doğrultusunda hareket etti. Bunu başardığımızı göre iç saha maçlarında aynı şekilde davranarak hedefe giden yolda takımımızı yalnız bırakmayalım.
Salonda yüzümüz gülmeye devam ediyor. Efeler yollarına kayıpsız devam ediyor seriyi 13 maça çıkardı. İlk kez mücadele ettiğimiz için böyle bir seri yakalayan takım varmıy dı bilmiyorum. Ancak Çorum adına gurur verici. Tabiki bu gururu asıl sezon sonunda play-off finalleri sonunda Efeler ligine yükselen takım taraftarı olarak yaşamak istiyoruz.
Geçtiğimiz hafta 1. Amatör Küme’de yaşadığımız sıkıntıyı bu hafta ufak çapta da olsa U 16 liginde yaşadık. Canlı izlediğim bu olayın detayını girmeden genelleme yaparak görüşümü belirtmek istiyorum. Spor’da tek düşüncemizi kazanmak üzerine kurgularsak kaybeden spor olacaktır. Yaşanan bir olaydan sonra kendimizi haklı çıkarmak için çaba göstermek veya kimseyi kırmamak gibi bir düşünce içinde hareket ettiğimiz sürece kaybeden Çorum SPOR’u olacakır.
Kazanmak güzel ancak ben kazanayımda kim kaybederse kaybetsin mantığı ile hareket ettiğimiz sürece kaybeden hepimiz olacağız. İnşallah en kısa sürede bu anlayışla yetişen sporcular yetiştiren antrenör ve idarecilerin çoğunlukta olduğu bir spor camiasında buluşuruz.