Dünyaya gelirken şu ya da bu şekilde engelli olarak hayatın içinde yer alacağımız konusunda bir tercih yaparak gelmiyoruz. Neticede tercih hakkımız cuzî. Evet az da olsa bir iradeye, cüz'i iradeye sahip olarak geliyoruz ama netice de külli iradenin hakkımızda ki takdiriyle kader potasında yoğruluyoruz. İnsan kendi kaderini kendi çizer gibi bir düşünce anlayışına oldum olası karşıyım.
Çünki; söz gelimi kendi elinde olmadan bir kazaya uğrayıp uzuvlarından bir bölümünü kaybetmek suretiyle engelli olmuş bir insanın bu durumda cüz'i iradesiyle bu kazayı bertaraf etmesi mümkün müdür? Çünkü kaza kendi inisiyatifinde meydana gelmemiştir. Keza genetik bir rahatsızlıktan dolayı doğuştan engelli bir çocuğun engelliliği önleme babında kendi yapacağı bir şey olmadığı gibi. Sebep sonuç ilişkisini de göz önünde bulunduracak olursak kendi üzerimize düşen cüz'i iradeyi kontrol altında tutup külli iradenin bize sunmuş olduğu hayatı hasbel kader yaşamak zorundayız, zira inancımız bizi böyle yapmamızı emrediyor.
Kader inancı beraberinde sebepler çercevesinde başımıza gelen kazaya da beraberinde inanmamız babında bizi uyarıyor. İmani esaslar çercevesinde kaza ve kadere imanda bizim inanç dünyamızda bir şartın imanı bazda inanılması gerekli olmazsa olmazlarındandır. Hal böyleyken, kendisinin tercih sebebi olmadan yaşamak zorunda kaldığı hayattan dolayı ezilen ve hakir görülen engelli insanların hangi mantıkla sırf bu durumdan dolayı aşağılandığını ve yaşam haklarına müdahale edildiğini anlamak gerçekten çok zor. Kaldı ki böyle bir hayatı yaşamak zorunda kalan insanlara bu haksızlığı reva görenlerin bir gün kendilerinin de aynı kaderi yaşamak zorunda kalmayacaklarını kim garanti edebilir.
Ben bir engelli olarak bana sunulan hayatı kabullenmiş bir birey olarak gerek ailevi ve gerekse toplumsal anlamda hayatıma müdahaleyi bir insan hakkı ihlali olarak görüyorum. Bana ve benim gibilere yapılan ikinci sınıf vatandaş muamelesini benim hayatımı takdir eden ilahi tasavvur sahibine yapılmış bir yanlış düşünce ürünü olarak addediyor ve bu düşüncelerinden dolayı onları Allah'a havale ediyorum. Bu anlamda her türlü insani hakka sahip olduğumuzu ve bizi bu haklardan mahrum koyma düşüncesindeki tüm düşünce sahiplerini kınıyorum.
Zaten engelli bir yaşamın kendilerine sunduğu zor şartlardan dolayı sıkıntı içinde olan insanların birde engelliliklerinden dolayı baskıcı bir tutumla yaşamsal haklarına müdahaleyi doğrusunu söylemek gerekirse tasvip etmek mümkün değil. İslami terbiye ile yetişmiş ve kuran Ahlakıyla ahlaklanmış bir toplumun böylesi bir insan hakkı ihlali ile engelliye yaklaşımını görünce dini anlamda ne kadar dejenere olduğumuzun bir ispatıdır diye düşünüyorum.
Öyle ya üstünlüğün ancak ve ancak takvada olduğu düşüncesine hakim bir toplumun engelli bireyi aşağılaması onu engelinden dolayı rencide etmesi mümkün değildir. Zaten kırık dökük hayatları olan bu insanların toplumdan fazla bir beklentisi de yok ki. Sadece birazcık insanlık birazcık hoş görü ve biraz da sevgi dışında.