GAZZE, NE YAMAN SINAVMIŞ

Artık sözün bittiği yerdeyiz.
Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar da saçı başı dağınık toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açar, "Ya Rabbi Ya Rabbi diyerek duâ eder. Halbuki onun yediği harâm, içtiği harâm, gıdası harâmdır. Böyle birinin duâsı nasıl kabul edilir." (Müslim, Zekât, 65.)
Kabul olunmuyor dualarımız, beddualarımız.
İki milyar Müslüman içinde hiç mi duası ve bedduası kabul olan Müslüman yok ya Rab.
2024 yılı Müslüman ahali bu kadar mı kötü ve günahkâr ALLAHIM.
Hani o kadar tarikat var, şeyhleri, müritleri var. Kendilerine haksızlık etmeyelim müritlerince uçuruyorlar, kerametler gösteriyorlar ya.
Ne oldu?
Tarikat ve cemaatler, Gazzeli Müslümanların zaferi için dua, Siyonist İsrail'in kahrı için beddua etmemeleri düşünülemez…
Milli şairimiz M.Akif diliyle feryad edecek haldeyiz.
"Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
Yandık diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!!"
            …
İtikadî açıdan isyan gibi sakıncalı bulunsa da bu dizeler, söylendiği/yazıldığı şartlar itibarıyla Allaha diklenme değil boyun büküş.
Balkan hezimeti, I. Dünya savaşı ve nihayet Kurtuluş savaşı günlerinde kâfirlerin tasallutu, zulmü, gaddarlığı, Müslümanların vurdumduymazlığı, gafleti ve yorgunluğu şairi derinden etkilemiş; mükedder ve yanık yürekle kâinatın sahibine adeta kalbini açarak içini böyle dökmüştür.
7 Ekim 2023'den bugüne İsrail'in Gazze'ye yaptıkları soykırım sabır taşımızı çatlattı.
Birkaç gün önce(26 Mayıs) Refah sınır kapısına kadar sürdüğü ve çadırlarda kalan Gazzelilere 8 füze fırlattı ve yangın çıktı, diri diri yandı insanlar. 100 civarında şehit var.
Bunlar insan değil, hayvan da olamaz, Allahım bu canavarlığı, bu vahşeti medeni dünya seyrediyor, Müslümanlar ne mi yapıyor(?) Sen görüyorsun, biliyorsun işte.
Ülke olarak tepeden tabana(Yahudileşmiş muannitler hariç) savaş açma dışında her şeyi yaptık, yapıyoruz.
Muannitler güruhu "çok seviyorsanız, gidin savaşın" diye bacak bacak üstüne atmış akıl veriyor, tahrik ediyorlar.
Ah, keşke diyoruz bizim Cumhurun Reisi'nin yaptıklarının yarısını diğer İslam ülkeleri de yapsa, tavır koysa…
Uluslararası Adalet  Divanı(UAD) 24 Mayıs'ta yeni kararlar açıklamış ve İsrail'in derhal Refaha'a yönelik saldırılarını durdurmasını istemesinin akabinde Refah'ta çadırları yakma katliamı geldi.
1990'lı yıllarda Bosnalılara reva görülenler/vahşet/dehşet yine ABD ve Batı eliyle yapılmıştı. Resmen seyirci kalmışlardı. Nasıl bir hesap neticesi ise sonraki yıllarda Sırp kasap Ratko Mladiç yargılanmış ve müstahakkını bulmuştu.
2024'lü yıllarda Bosna'ya benzer bir soykırımın gerçekleşmesi imkânsız görülüyordu.
En azından ben, ihtimal vermiyordum.
BM ve UAD kararlarına rağmen İsrail'in bu çılgınlığı dünya vicdanını nasıl sızlatmaz akla ziyan bir durum.
İnanın bu zulme karşı bir şey yapamama yüzünden midemize kramplar giriyor, haberleri seyredemiyoruz artık, sine dövüyoruz, göz yaşı döküyoruz.
Filistin/Gazze yanlısı destek gösterileri sadece safımızı belirtmek için işe yarıyor. Umurunda değil İsrail'in. Büyük şeytan ABD ve aveneleri(Batı) arkasında. Ormanlar kanunu işliyor; kim güçlüyse o haklı şimdi.
Ancak bu günün/şimdinin bir de yarını var.
Her gecenin bir sabahı var. Bir gün sabah olacak. Gazze'nin kalan sağları oldukça iki şeyle yüzleşeceğiz.
Bir; İslam ülkeleri devlet bazında yapması gerekirken yapmadıkları yüzünden on binlerce Müslümanın katliama uğramasında pay sahibi olacaklar.
İki; İsrail gelmiş-geçmiş her zamankinden daha tedirgin hale gelecek. Hiçbir yer onlara güvenli olmayacak. Dünya kamuoyu istenmeyenler listesinde olacak, UAD tarafından Gazze Kasabı Netanyahu yargılanacak, cezasını çekecek inşaallah.
İçinizden bunlar temenni ve teselli diyebilirsiniz.
Zulm ile âbâd olanın âhiri berbâd olur. Bu sünnetüllah.
Ne diyelim, yüreğimiz kan ağlıyor, tarafımız belli.
Şair Mehmet Bolayır'ın Gazze'ye Ağıt şiirinden bir bölümle yazımızı bitirelim:
Dünyanın bir köşesinde ölürken çocuklar,
Çaresizliğin ayazında, donuyor seslerimiz.
Kan kusuyor ekranlar,
Meydanlarda kayboluyor isyanımız.
Bir hançer saplanıyor,
Annelerin feryadıyla örselenmiş yüreğimize.
Büyüttüğümüz mazeretler,
Örtmeye yetmiyor,
Küçülttüğümüz günahları.

Vur Kassam, diren Gazze..
Ne yaman sınavmış bu savaş Filistine, tüm insanlığa hassaten Müslümanlara…
Vesselam.