FAİZ, ALTIN VE DOLAR KISKACINDA

Dünya ekonomisinde son günlerde önemli gelişmeler yaşanıyor. Özellikle ABD tarafında ekonominin zayıfladığına dair gelen veriler, S&P 500’deki volatiliteyi ölçen korku endeksi VIX’in %42,74 oranında artış göstermesine neden oldu.

Bu durum, yatırımcıların dikkatini üç ana göstergeye: faiz, altın ve dolara yönlendirdi. Haftaya sakin başlayan ons altın fiyatı, salı günü Ortadoğu’daki hareketlilikle birlikte jeopolitik risklerin artmasıyla yükselişe geçti.

Çarşamba günü ise haftanın en önemli verisi olan FED faiz kararı ve sonrasında Başkan Powell’ın yapacağı açıklamalar bekleniyordu. Beklentilere paralel olarak ABD’de faizler %5,25-5,50 aralığında sabit tutuldu.

Powell, "Ekonominin nasıl gelişeceğine bağlı olarak, sıfır faiz indiriminden birkaç faiz indirimine kadar senaryo hayal edebiliyorum. Enflasyon beklentilere uygun olarak düşerse, büyüme makul şekilde güçlü kalırsa, işgücü piyasası şu anki gibi kalırsa, Eylül'de faiz indirimi masada olur," dedi.

Powell’ın güvercin açıklamaları sonrası ons altın sert bir yükseliş gösterirken, dolar endeksi değer kaybetti. Toplantı sonrasında, önümüzdeki dört toplantıdaki faiz indirim beklenti oranları 5 puan kadar artış gösterdi.

Yoğun veri akışıyla geçen haftada, perşembe günü ABD'de haftalık işsizlik başvuruları, beklenen rakam olan 236 binin üzerinde, 249 bin olarak açıklandı. ISM imalat sektörü PMI ise Temmuz ayında sürpriz bir şekilde 1,7 puan azalarak 46,8 oldu. Beklenti ise tersine 0,3 puan artması yönündeydi. Bu zayıf veri seti sonrasında ABD 10 yıllık tahvil getirileri, 6 ay aradan sonra ilk kez %4 seviyesinin altını test etti.

ABD Hazine verilerine göre, ABD borcu 35 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı. Cuma günü açıklanan yüksek önem taşıyan Tarım Dışı İstihdam ve İşsizlik veri setinde ise tarım dışı istihdamda 176 bin kişi artması beklenirken, sürpriz bir şekilde, ülkede tarım harici sektörlerde istihdam Temmuz’da 114 bin kişi arttı. İşsizlik oranı da benzer bir şekilde beklentilerin aksi yönünde %0,2 artışla %4,3’e yükseldi.

Bu veriler, ABD ekonomisinin zayıfladığına işaret etti ve bu durum, FED’in Eylül’de faiz indirimine gitmesi beklentilerini artırdı. Cuma günü dolar endeksi %1,08 azalarak 103 seviyesine geriledi. 10 yıllık tahvil getirileri ise haftayı %9,54 düşüşle %3,79 seviyesinden kapattı. ABD borsalarında Nasdaq ve S&P 500’de de sert satışlar gözlemlendi.

Dünya genelindeki sıkılaştırıcı para politikalarının yavaş yavaş gevşemeye başladığı bir ortamda, Japonya Merkez Bankası iki gün süren para politikası toplantısı sonrası sürpriz bir kararla politika faizini %0 ile %0,1 aralığından %0,25'e yükseltti. Bu karar sonrası Japonya borsası Nikkei, perşembe ve cuma günlerinde %7,48 değer kaybetti. Japonya’nın yanı sıra Asya borsaları genel olarak düşüş yaşadı.

İngiltere Merkez Bankası ise politika faizini oy çokluğuyla 25 baz puan indirdi. Üyelerin 4’ü faizi sabit tutmak isterken, 5 üye 25 baz puan indirim yapılması yönünde oy kullandı. İngiltere borsası UKX, %1,34 düşüşle haftayı kapattı. Alman borsası DAX, haftanın son iki işlem gününde, beklentiden yüksek gelen enflasyon verisi sonrası %4,43 düşüş yaşadı ve Avrupa genelinde kayıplar yaşandı.

Küresel ekonomideki bu olumsuz hava, Borsa İstanbul’a da negatif yansıdı ve geçtiğimiz haftayı yüzde -3,84 düşüşle 10473 TL seviyesinden kapattık. BIST 100 endeksinde 2023 yılında 7200 TL seviyesinden başlayan yükselen trend desteği aşağı kırıldı. Uzun bir aradan sonra 50 günlük hareketli ortalamanın altında kapanış gerçekleşti. Olası geri çekilmelerde 9900 TL desteği güçlü bir seviye olarak karşımıza çıkıyor.

TCMB’nin yayınladığı haftalık menkul kıymet istatistiklerine göre, yabancı yerleşikler 26 Temmuz haftasında 128 milyon dolarlık hisse satışı gerçekleştirirken, tahvil tarafında ise 1,3 milyar dolarlık güçlü bir alım yaşandı. TCMB rezervleri 148 milyar dolar olarak açıklanırken, net rezervler 47,6 milyar dolar düzeyine çekildi. Swap hariç net rezervler 24,4 milyar dolara artış gösterdi.

Kur Korumalı Mevduat uygulamasında vergi avantajının kaldırılmasıyla Cumhurbaşkanı kararıyla 6 ay vadeli olanlara %7,5 stopaj, 1 yıla kadar vadeli olanlarda ise %5 stopaj getirildi. 26 Temmuz haftasında kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 1 trilyon 881,7 milyar TL'den 1 trilyon 832 milyar TL'ye geriledi.

Gram altın tarafında ise tarihin en yüksek haftalık kapanışı gerçekleşti. 2643 TL seviyesini görerek rekor tazeleyen gram altın, haftayı 2607 TL seviyesinden kapatmıştı. Bu hafta 2642 TL direncinin üzerinde olası kapanışlarda görebileceğimiz ilk direnç noktası 2727 TL olarak karşımıza çıkıyor.

Sonuç olarak, dünya genelinde ekonomik belirsizlikler ve değişkenlikler, yatırımcıların dikkatini sürekli olarak faiz, altın ve dolara yönlendiriyor. Jeopolitik riskler ve enflasyon endişeleri, altın fiyatlarının yükselmesine katkıda bulunurken, doların değer kaybetmesi, yatırımcıların alternatif varlıklara yönelmesini teşvik ediyor.

Gram altın gibi yerel varlıklara olan talep de bu süreçte artış gösteriyor. Önümüzdeki dönemde piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle riskten kaçınma eğiliminin yükseleceği ve güvenli liman olarak görülen ons altına yönelimin artacağını düşünmekteyim.

Özellikle Eylül ayında gerçekleşecek FED toplantısı ve yüksek olasılıkta bir faiz indirimiyle birlikte açıklanacak ekonomik veriler, piyasa dinamiklerini etkileyecek önemli unsurlar arasında yer alıyor.

Düşük istihdam verileri ve zayıf büyüme sinyalleri, faiz indirim beklentilerini artırarak yatırım için fırsatlar yaratabilir. Ancak, bu süreçte makroekonomik verilerin yanı sıra jeopolitik gelişmelerin de dikkatle takip edilmesi gerekiyor.

Yatırımcılar için bu dönem hem fırsatlar hem de risklerle dolu bir süreç barındırıyor. Küresel ekonomik göstergeler ve jeopolitik riskler piyasa yönelimlerini şekillendirirken, yatırım stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi kaçınılmaz hale geliyor.

Proaktif stratejiler geliştirmek, bugünlerdeki yüksek piyasa hareketliliğinde avantaj sağlayabilir. Bu gibi dönemlerde 1’in 0’dan büyük olduğunu unutmamak gerekir.