Ey oğul;
Bir can değil her can önemlidir. Hayatın her safhasında bir canı değil her canı korumak için emek ver. Emek ver ki senin de canın da daima güvence altında ola oğul.
*
Ey oğul;
Gün gelir söylenecek çok şeyin olur ama bu söylenecekleri dinleyecek, tahammül edecek az kişi bulunur. Durum böyle olunca çoğu söylenmeden yutulur. Sen dinlemeye ve tahammül etmeye gayret et oğul.
*
Ey oğul;
Yaşatılmayan örf ve adetler kaybolmaya mahkûmdur. Güzel örf ve adetleri yaşatmaya çalış ki, geçmişle geleceğin irtibatı kesilmeye oğul.
*
Ey oğul;
Özel işlerinde kamunun malından kıymık (kabuk parçası) kullanmamaya (çöpe gidecektir ama sen alınca değer kazanır!) dikkat et. Gün olur tomruğun hesabı kolay verilir de kıymığın hesabı insanı üzer oğul.
*
Ey oğul;
Sen iyi olabilirsin ama unutma iyi olmak iyi görünmek anlamına gelmez. Çünkü her şey bakana bağlıdır. İyi görmek istemeyene ağzınla kuş tutsan görünemezsin. Bunun için ''çok takılma, rahat ol rahat / Sen iyi isen göremeyenlerdedir kabahat'' oğul.
*
Ey oğul;
Artık dost bulmak çok zorlaştı ama buna mukabil sudan sebeplerle dostları kaybetmek kolaylaştı. Sen öyle dostlar bulmaya çalış ki kaybetmek çok zor olsun oğul.
*
Ey oğul;
Anlatmanın hiç önemi yok. Lakin anlamanın çok önemi var. Gün olup parçalarken kendini -parçalamaya çalışanlar belirir seni ama takma kafana, işini yapmaya çalış emi oğul.
*
Ey oğul;
Sakın ola ekmeğini çöpe atma, kıtlığa davetiye katma. Eskiden belirli şehir ve mahallelerde ekmek çöpe bırakılırdı. Bunu basında gören yaşlılarımız '' başımıza taş yağacak'' derdi. Ama şimdi artık muhafazakâr mekânlarda bile ekmekler rahatlıkla çöpe bırakılmaya başlandı, Bunu eskiler görse '' eyvah başımıza taş değil kaya yağacak '' diye hayıflanırlardı oğul
*
Ey oğul;
Şunu hiçbir zaman unutma. Büyüklerin duası küçüklerin belasını def eder. Bunun için her fırsatta büyüklerin duasından istifade edebilmenin yollarını ara. Bu bazen bir yer gösterme bazen de bir yol göstermek olabilir oğul.
*
Ey oğul;
Okulda öğretmenler öğrencilere; A,B,C'den önce, cami de ise imamlar; elif, B'den önce kamu malına (çevreye-umumi yerlere) zarar vermemelerini öğretmeli. Nasıl olsa okumayı da sureleri de zamanla herkes öğrenir ama çevreye duyarlı bir birey olmayı zamanında öğrenemezse ömür boyu böyle devam eder oğul.
*
Ey oğul;
Kırkına kadar sen-CİL (anne-baba-kardeş-arkadaşlara öncelik) yaşayanlar, kırkından sonra ekseriya ben-CİL (sadece ben ve çocuklarım) olmaya başlıyorlar. Çünkü kendi öncelikleri başlıyor. Sen ne öncesinde ne de sonrasında ölçüyü kaçırma oğul.
*
Ey oğul;
Yarın ihtiyarlıkta faturasıyla uğraşmamak için gençlikte canının kıymetini bilmek lazımdır. Yoksa yarın o faturayı senden başka ödeyecek kimse bulamazsın oğul.
*
Ey oğul;
Takdiri bilmem amma teşekkür öğrencilerin ikinci karnesi gibi oldu ve değeri eccük kayboldu gibi. Hatta teşekkür getiren çocuklarına kızan veliler çıkıyor. Sen önce bir inci ol da, ister takdir getir ister teşekkür getir. İstersen eli boş gel oğul.
Bizler öğrenciyken; köyden bir elinde bakraç bir elinde yumurta sepeti, önde merkepte odun yüklü olarak üç dört saatlik yolu yürüyerek gelip erzakları bize bırakıp akşam köye geri dönerek bizleri bu hale getiren ve bugün bu yazıları yazmamıza ilham olan canım annemin ve tüm fedakâr annelerin ellerinden öpüyorum.