Ey oğul;
Gerçek bayram yedi ceddi yanında olanın değil imkân var ise yalnız kalanın kapısına varabilmek veya bir alo diyebilmektir oğul.
*
Ey oğul;
Zaman ne kadar değişti. İmkân olsa dünyayı gezmeye niyetleniriz ama memlekette kabristanlıklarda metfun bulunan akrabayı taallukatı ziyaret etmeye üşeniriz. Sen sen ol üşenme oğul
*
Ey oğul;
Örf ve adetlerde az kazandık çok kaybettik. Keşke çok kazanıp az kaybetseydik. Sen çok kazanmaya çalış oğul.
*
Ey oğul;
Bazı görevler vardır maddi yönü gram sorumluluğu bin batmandan ağırdır. Onun için çok dikkat etmek lazımdır oğul. (sandık başkanlığı gibi)
*
Ey oğul;
Özellikle mahrumiyet bölgesinde ki bir okuldan tayin olup başka bir okula gittiğinde az çok aklın orada bıraktığın öğrencilerinde kalıyorsa sen sıradan bir öğretmen değilsin. Kadri kıymetin mutlaka bilinmeli. Zamanla bu hasletin söndürülmemeli. Çünkü ''belki de çöplükte yetişen ağacın meyvesi daha tatlı olur. Bu fidanlar kurutulmamalı.'' Bıraktığın yerde aklın biraz kalsın emi oğul.
*
Ey oğul;
Dün yemek ikram ettiğin bugün çay ikram etmekten imtina etmeye başladığında dün ki dostluklardan eser kalmamış demektir. Daim olsun istersen dostluklarına dikkat et oğul.
*
Ey oğul;
Önceden çocuklarımız için daire:
''anne, baba, ebe dede, kardeş, akrabalar, hemşeriler, ana baba dostları, anne ahretlikleri, asker arkadaşları, komşular, mesai arkadaşları '' idi, sonradan; ''ana baba, ebe dede, yakın akrabalar'' oldu. Şimdi ise; anne baba evleninceye kadar kardeşler'' gerisi mi, boş ver oldu. Yarın anne baba da devre dışı kalırsa sürpriz olmaz oğul.
*
Ey oğul;
Bir anne baba ki hassasiyetler tembih eder evlatlarına, evlatları da riayet ederse buna, lüzumsuz söz düşmez başkalarına oğul.
*
Ey oğul;
Eskiden köylerde yollarda çamur tekne de ise hamur eksik olmazdı. Şimdi ise ne yollar da çamur ne de tekne de hamur kaldı oğul.