Denklik konusunda İslam alimleri genellikle Müslüman oluş, soylu bir aileden geliş, dindar oluş konusunda geniş yorumlarda bulunmuşlardır. Günümüzde resmen kölelik kalkmış olduğu için bunun üzerinde de fazla fikir yürütmeye gerek görmemişlerdir. Ancak sosyal statü konusu, sadece zenginlik ve servet açısından ele alınmıştır.
Küfüu (denklik) konusunun evlenecek eşler açısından uyum ve evlilik birliğinin devamının sağlanması bakımından önemli bir etken olduğunda şüphe yoktur. Ancak din konusundaki haram sınırı korunmak şartıyla evlilikte eşler arasındaki denkliği, evliliğin sağlam temeller üzerine kurulması açısından dikkate alınması faydalı görünen bir husus olarak kabul etmek ve nihai seçimi taraflara bırakmak daha uygundur.
Erkek, dilediği kadını kendisine eş seçebilir. Bundan dolayı onun şerefine halel gelmez. Halbuki şerefli, soylu bir kadın, kendisini değer ve kıymetine uygun olmayan bir erkekle evlenmekten arlanabilir.
Aynı şekilde zengin bir ailenin kızı, yoksul bir gençle evlenebilir. Başlangıçta aşk ve muhabbetle evliliğin yürüyeceği düşünülürken zamanla baba evindeki maddi refah ve konforu özlemeye başlarsa işte o zaman denkliğin anlam ve önemi ortaya çıkmış olur. Bu, filim ve romanların vazgeçilmez temel konularından biridir.
Denklik, nikahtan önce dikkate alınmalıdır. Nikahtan sonra ortaya çıkabilecek yoksulluk denklik için esas alınamaz.
Görgü ve görenekleri, hayat tarzları ve kültürleri farklı olan ailelerin çocuklarının evliliklerinde de pek çok sorun ortaya çıkabilmektedir.
Evlenecek çiftler, bütün farklılıkları görüp konuştuktan sonra bunların evlenmelerine bir engel teşkil etmeyeceğine karar verdiklerinde sorun çözülmüş olur. Kadın ve kadının velileri de denklik bulunmamasına rağmen evliliğe razı olurlarsa nikah sahih ve bağlayıcı olur.
Hadislerde konu, hukuki bir şart ve gereklilik olmaktan çok eşler arasında uyum ve ailenin devamlılığını sağlayıcı bir tavsiye ya da sosyal realitenin ifadesi olarak zikredilmiştir. Ömer Nasuhi Bilmen, evlenecek kişilerin yaş ve güzellik bakımından uygunluk bulunmasının daha doğru olacağına işaret eder.
Günümüzde denklik deyince daha çok sosyal statü ve eğitim düzeyi akla gelmektedir. İlkokul mezunu bir kadının üniversite mezunu bir erkekle evliliği, savcı bir bayanın bir zabıt katibiyle evliliği, bir öğretmenin öğrencisiyle evliliği, bir fabrikatörün fabrika işçisiyle evliliği… Hukuken geçerli bir evliliktir. Ama ta başlangıcından itibaren sorumlu bir evliliktir.
Gönül ferman dinlemeyip toplumun değer yargılarını hiç dikkate almadan yapılan pek çok evlilik, cicim ayları ya da bal ayları geçtikten sonra pek çok soruna gebe hale gelecektir. Büyüklerin yasakçı ve baskıcı bir tavır sergilemek yerine gençlere bu konularda uyarıcı bir yol izlemeleri daha uygun olacaktır.
Tahsil, meslek, rütbe, statü ve mevki bakımından denklik konusunda bir ölçü koymak mümkün değildir. Bu konularda örf ve adete, toplum anlayışına bakmak, oralardan gelecek olan işaretleri iyi tahlil edip dikkate almak gerekir.
Aslında evlenecek eşlerin mümin olması ve bir evlenme engelinin bulunmaması yeterlidir. Bunun dışında bir denkliğin aranması gerekmez. Ancak günümüzde pamuk ipliğine bağlı evliliklerde diğer denklik noktalarını da dikkate almakta zorunluluk var diyebiliriz.