Eşlerin karşılıklı huzur ve sükun bulmaları, evlilik birliği içinde bir takım maslahatların gerçekleşmesi, karı kocanın birbirine denk olmasıyla kolaylaşır. Ata sözlerinde yerini alan "Davul bile dengi dengine", "Zenginle değil, denginle evlen" sözlerinin gerçek anlamı budur.
İslam Hukukunda "Küfü"; eşitlik, denklik, benzerlik ve yeterlik anlamındadır. Evlenecek eşler arasında dini, ekonomik ve sosyal bakımdan denkliği ifade eder.
Hanefi fıkıhçılarına göre erkeğin evleneceği kadına altı noktada denk olması gerekir: 1 Soy, 2-Müslüman oluş, 3-Hürriyet, 4-Dindarlık, 5- Zenginlik, 6-Meslek.
Maddelerin her birinin ayrı ayrı tahliline girmeyeceğim. Ancak şurası unutulmamalıdır ki evlenecek erkekle kadının toplumda değer ve mertebece denk olmasında yarar vardır.
Evlenecek kişilerin ortak yönlerinin çok olması, evlilikte başarı ve mutluluğun şansını artırmaktadır. Din, ırk, yaş, sosyal statü, eğitim ve sosyal değerler açısından önemli ölçüde yakınlık ve benzerlikleri olan kişilerin ortak noktaları sebebiyle tartışmalar en az düzeye inebilmektedir. Bunun aksine karma evli ailelerde yeme, içme, eğlence, tatil yerleri ve günleri, dini günler ve bayramlar bile farklı algılandığından dolayı sorunlar çıkabilmektedir.
Aynı inanç evlilikleri, farklı inanç evliliklerine göre, daha mutlu ve daha başarılıdır. Evliliğin boşanma ile sonuçlanma olasılığı daha düşüktür.
Sadece Müslümanların farklı dinlerden bireylerle evliliği değil, aynı dinden olmalarına rağmen kültürel farklılıkların görünür bir şekilde belli olduğu Arap, Hint, Kırgız vs. evliliklerinde de uyumsuzluklar ortaya çıkabilmektedir.
İslamda evlilik, aslında aynı dinden olanlarla olmalıdır. Ancak Kur'an-ı Kerim'de Müslüman bir erkeğin ehl-i kitaba mensup Yahudi veya Hıristiyan bir kadınla evlenmesine izin vermektedir. Buna rağmen Osmanlı toplumunda bu izne hiç rağbet edilmemiştir. Kıbrıs gibi ehl-i kitap olanların yoğun bulunduğu yerlerde bile bu tür evlilik çok azdır.
Müslüman bir erkek ehl-i kitaba mensup bir kadınla evlendiğinde; bu kadın kocasının yaşadığı aileye, kültüre ve sosyal ortama katılmakta, doğan çocuklar da babasının soyadını almaktadır. Buna rağmen çocuk yetiştirme konusunda ailede çatışmalar yaşanacaktır. Mevdudi diyor ki: "İslama göre ehl-i kitap kadınla evlenmek caiz ise de İslam aklı, böyle bir evliliği caiz bulmaz."
Müslüman bir kadının gayrimüslim bir erkekle evlenmesine Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah, izin vermektedir. (Mümteline 10) Müslüman kadının gayrimüslim bir kocanın insiyatifine terkedilmesine, doğacak çocukların öyle bir ailede yetiştirilmesine İslamın cevaz vermesi beklememelidir.
Hıristiyanlıkta bile Hıristiyan bir erkeğin Hıristiyan olmayan bir kadınla evlenmesine ancak Hıristiyanlığa girmesi şartıyla izin verilmektedir. Batı dünyasında bu dini prensibe uymayan davranışlar, seküler anlayışın hakim olması sonucu revaç bulmuştur. Buna rağmen Amerika ve Avrupa ülkelerinin insanları, evlilik tercihlerini kendi dinlerinden, hatta kendi mezheplerinden kişilerden yana kullanmaktadırlar.