Çorum Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Başaranhıncal, gazetemize yaptığı açıklamada işletmelerde Enflasyon Muhasebesi uygulanmasına tepki gösterdi.

'Avrupa’nın en büyük üretici ülkesi haline geldik' 'Avrupa’nın en büyük üretici ülkesi haline geldik'

Bizim gibi yüksek enflasyona sahip ülkelerde enflasyon muhasebesinin amacının sadece işletmelerin bilançolarının gerçek değerlere ulaşmasını sağlamak olması gerektiğini belirten TSO Başkanı Çetin Başaranhıncal, “Ama ne yazık ki “vergi” etkisi yasal anlamda mevzuata dahil edilmiştir. Ayrıca, mevcut enflasyon muhasebesi uygulamalarının geçici vergi dönemlerinde yapılmasının zorlukları ve işletmelerin gerçek kazancı dışında fiktif olarak ortaya çıkan farklar vergi matrahı dahil edilmesi ile yarattığı sorunlar, uygulamada olan enflasyon muhasebesine karşı çıkılması sonucunu doğurmuştur” dedi.

‘İŞLETMELERE GEREKSİZ BİR İŞ YÜKÜ GETİRİYOR’

Geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmanın, işletmelere gereksiz bir iş yükü getirmekle beraber, zaman ve insan kaynağı maliyetini de ortaya çıkarttığını kaydeden TSO Başkanı Çetin Başaranhıncal,  “Enflasyon düzeltmesi için gerekli olan hesap verilerinin toplanması ve belirli süzgeçlerden geçirilecek olması zor bir aşamadır. Bu aşamada yapılan eksiklikler, bilanço ve gelir tablolarının doğruluğunu azaltabilir. Vergi ve ticaret kanunlarıyla yasalarımız bilanço dönemini “yıllık” olarak tanımlamıştır. Bu nedenle ara dönemlerde enflasyon muhasebesi yapmak özünde yasal düzenlemelere aykırıdır” diye belirtti.

Enflasyon düzeltmesi sonucunda ortaya çıkan olumlu ve olumsuz farkların vergi matrahı ile ilişkilendirilmesinin, işletmelerin mali durumunu etkilediğinin altını çizen, Çetin Başaranhıncal,  “Şöyle ki; yatırım aşamasında olan bir işletme bu aşamada almış olduğu makine teçhizat ve bina yatırımlarını diğer yandan sermayesini enflasyon düzeltmesine tabi tuttuğunda eğer yatırımlarını ağırlıklı yabancı kaynak ile gerçekleştirmiş ise hiç kazanç elde etmeden vergi ödemek durumunda kalacaktır.

Özelikle varlıklarını, yabancı kaynakla (banka kredisi, vadeli borçlanmalar vs.) temin eden, öz sermaye tutarı düşük olan işletmeler varlıklarındaki artış oranında vergi ödemek durumunda kalacaklardır. Bu bir tür “varlık vergisi” anlamına gelmektedir” şeklinde kaydetti.

Enflasyon düzeltmesi nedeniyle ortaya çıkan farkların, henüz gerçekleşmemiş kar veya zararları ortaya çıkardığını vurgulayan Başaranhıncal, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı: “Bu farkların vergi matrahına dahil edilmesi, gerçekleşmemiş kar üzerinden vergi ödenmesine neden olmaktadır. Enflasyon nedeniyle ortaya çıkan bu farkların vergi matrahına dahil edilmesi, işletmelerin vergi yükünü gereksiz yere artırmaktadır. Enflasyon düzeltmesi sonucu ortaya çıkan olumlu ve olumsuz farklar, kar veya zarar olarak değil, özkaynaklarda raporlanmalıdır. Böylelikle işletmelerin mali raporları daha sağlıklı şekilde ortaya çıkar diğer yandan gerçekte doğmamış gereksiz vergi yükünden söz konusu olmaz.”

Editör: Mustafa Burak Yalçın