Terör örgütlerinin hamisi ve destekleyicisi ABD, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık sürecinde, 15 Temmuzda başaramadığı ve yarım kalan işini, amacına ulaşabilmek için, terör örgütleri ile ilgili her taşın altından çıkan Papaz görünümlü ajanının serbest bırakılmamasını bahane ederek, şu anda da ekonomik darbe girişimine kalkışarak ülkemizi kaosa sürüklemenin yollarını arıyor.
Ülkemize ve insanlarımıza açıktan açılan ekonomik savaş taarruzları devam ediyor. Arkasında ABD ve Siyonist İsrail'in bulunduğu, küresel sistemin tefecileri, akıllarınca Türkiye'yi hizaya getirmeye çalışıyorlar. Eskiden olduğu gibi hiçbir şeye karışmayan, hiçbir dış politikası olmayan, ne isterlerse baş üstüne diyen, terör örgütlerine yaptıkları finansmanı görmezden gelen, gücünü ve milli gelirini terör örgütleri ile mücadele ile tüketen, kendisini bile savunamayan, Müslümanlara yapılan haksızlıklara, zulümlere ve sömürülere sessiz kalan bir ülke istiyorlar.
Döviz ve altındaki bir kaç gün içinde yaşanan dalgalanma, Türkiye'ye karşı rahip Brunson davası bahane edilerek açılmış ekonomik bir savaşın tecellisidir. Bunlar Türkiye'nin haydutlara boyun eğeceğini zannediyorlar. Vatandaşlarımız olayların farkında ve bunu yapanlara öfkeli. Halbuki bunların amaçları halkımızı sokağa dökerek amaçlarına ulaşmaktı. Elhamdülillah 15 Temmuzda olduğu gibi Milletimiz dimdik devletinin yanında, bir kale gibi Hükümetinin arkasında. Olaylarında gayet iyi farkında.
Korkuları ve endişeleri orta ve uzun vadede, Türkiye'nin toparlanarak, bölgemizi toparlayacak bir birlikteliği hedeflemiş olması. Buda onlara göre onların sömürü çarklarına çomak sokmak anlamına geliyor. ABD'nin de, Avrupa ülkelerinin de bundan çok rahatsız oldukları ortada. İki asırdır Batılılar tarafından sömürgeleştirilen İslâm dünyası, Balkanlardan Afrika'nın içlerine kadar yeniden Türkiye'nin toparlanması ve İslâm dünyasını toparlayabilmesi için tek umut olarak Türkiye'ye bakıyor, bekliyor ve dua ediyorlar.
Tek umutlarıyız çünkü İslâm dünyasının işgal edilmeyen, Batılılar tarafından paçavraya çevrilmeyen bölgesi ve ülkesi kalmadı. Afganistan ve Irak işgal edildi, Suriye perişan. Her tarafta kaos. Pakistan, atom bombası yaptı diye yapmadıklarını bırakmadılar. Arap yarımadası, her Allah'ın günü yeni işgallerle, yeni iç çatışmalarla çalkalanıyor. Ortadoğu'da sınırların yeniden çizilmesinin zeminini hazırlamak için her gün yeni senaryolar sahneye koyuyorlar. Bunun içinde yeni çatışmalar kapıda. Balkanlar, Kafkaslar, Müslüman Afrika, Türk dünyası perişan. Karıştırmadıkları ve fitne ateşini yakmadıkları yer kalmadı. Türkiye de içeriden ve dışarıdan kuşatma altına alınarak karıştırılmaya çalışılıyor. Ama amaçlarına ulaşamayacaklar inşallah. Yüz yıl önce her şeyini yitiren Türkiye, yüz yıl sonra tekrar yeniden umut hâline geldi elhamdülillah. Onlar istedikleri kadar uğraşsınlar.
Birkaç gündür sosyal medyada sıkça paylaşılan, benimde birçok yerde paylaştığım, son günlerde ülke olarak maruz kaldığımız ekonomik darbe girişimine güzel bir örnek teşkil eden sarı inek hikâyesini burada da sizlerle paylaşmak istiyorum. HAYDUT Devlet Amerika SARI İNEĞİ istiyor! Papaz mapaz işi hikaye.
Bilenler bilir SARI İNEK HİKAYESİNİ ! Hikaye şöyle; Vaktiyle aynı ormanda yaşayan bir aslan ve bir inek sürüsü varmış. Aslan sürüsünün gözü inek sürüsünde ama inek sürüsü kendini savunacak kadar kalabalık ve güçlü. Aslanlar açlıktan yorgun, halsiz, güçsüz kalmışlar. Düşünüp taşınıyorlar; sürü kalabalık ve güçlü saldırırlarsa karşılık bulacakları kesin. Çaba sarf etmeden, enerji harcamadan nasıl karınlarını doyurabilirler, bunun yollarını arıyorlar ve aralarında konuşup anlaşıyorlar, içlerinden ineklerin sürüsüne bir elçi gönderiyorlar. Elçi diyor ki; Size saldırırsak ne olacağını biliyorsunuz. Mutlaka aranızdan birini alıp yiyeceğiz, buna engel olamazsınız. Gelin, ne kendinizi ne bizi uğraştırmayın, aranızdan birinin rengi çok sarı, sizden de farklı, bizim de gözlerimizi alıyor. Onu bize verirseniz size saldırmadan onu alıp gideriz ve bir daha gelmeyiz. Bundan sonra da güzel güzel geçiniriz. İnekler düşünmüşler, taşınmışlar, bilge ineğe sormuşlar; "Olmaz" demiş bilge inek, "Aramızdan hiçbirini vermeyin" Ama aslanlar ısrarlı. En sonunda razı olmuş inekler, nasıl olsa saldırırlarsa birimiz gidecek, hem biz de çok yorulacağız. En sonunda peki demiş inekler, bir inekten ne çıkar? Biz büyük bir sürüyüz, bize bir şey olmaz… Vermişler sarı ineği, aslanlar da sarı ineği bir güzel yemişler, karınlarını doyurup kendilerine gelmişler. Bir kaç gün sonra aslanlar gene acıkmışlar, yine gelmiş aslanların elçisi ineklerin yanına; Aranızda boynuzu kırık bir inek var, sinirimizi bozuyor, verin onu, ne kendinizi ne bizi uğraştırmayın demişler…
Barış yanlısı inekler, ikinci tavizi vermişler, o inek de verilmiş. Artık işi öğrenen aslanlar, benekli inek, kuyruğu kısa inek, şöyle inek, böyle inek deyip inekleri bir bir almışlar sürüden. Sürü de günden güne iyice azalmış. Artık aslanlar elçiye gerek kalmadan açık açık saldırmaya, istedikleri ineği sürüden götürüp yemeye başlamışlar.
Sürünün ileri gelen inekleri, panik içnide tekrar bilge ineğe koşmuşlar. "Biz nerede hata yapıyoruz, sürümüz yok olacak! demişler. Bilge inek cevabı vermiş, "Siz hatayı sarı ineği verirken yaptınız…"
Velhasıl kelam. Fazla söze ne gerek! HAYDUT ABD 'Sarı inek' Papaz kılıklı AJAN Brunson'u istiyor! AJAN Brunson verildiği an devamı; İran'la ilişkilerini kes. S-400 iptal et. Rusya'dan uzak dur. Suriye'den çekil. Suriye'de TERÖR KORİDORUNA karışma. Ortadoğu'da ayak bağı olma. Kıbrıs'tan vazgeç. AKDENİZ'deki Enerjiden vazgeç. FETÖ-PKK'ya dokunma. Fetöcüleri sal. Güneydoğu'nun PKK devletine dahil edilmesine ses etme. İPEK Yolu'nda ne dersem o.. Savunma Sanayii dondur. AFRİKA'da ayağıma dolanma. Katar-Somali'de çekil. BÜYÜK İSRAİL'e ses etme. KISACA Haydut
ABD, Türkiye'nin anahtarını istiyor!
Her yokuşun bir inişi, her karanlık geçenin nurlu bir sabahı, herkesin kendine göre bir hesabı vardır. Cenabı Mevla'nın da bir hesabı vardır ama hiç kimsenin hesabına benzemez. Görelim Mevla neyler neylerse güzel eyler.