FATİH AKBAŞ
Memur-Sen Çorum İl Divan Toplantısı geçtiğimiz Cuma akşamı yapıldı. Turgut Özal İş Merkezi Konferans Salonunda gerçekleştirilen toplantı Ulu Cami İmam Hatibi Mustafa Karahan’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Memur Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen İl Başkanı Fatih Okumuş, Türkiye’de olduğu gibi Çorum’da da en büyük sivil toplum kuruluşu olmaktan gurur duyduklarını belirtti.
Son 20 yılda Türkiye’nin demokratik açıdan büyük ve ciddi kazanımlar elde ettiğini dile getiren Fatih Okumuş, “Yasaklar, yıldırmalar, ikna odaları, kılık kıyafet dayatmaları son buldu. Üniversiteler kışladan kampüse dönüştü. Askeri vesayetten, bürokratik vesayetten ve antidemokratik zeminlerden bugünlere gelindi. Sendikal açıdan mücadelemizde yıllar içinde çok büyük kazanımlar elde ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Bu doğrultuda 1 Mayıs’ta gerçekleştirdiğimiz Memur-Sen 7.Olağan Genel Kurulumuzda Genel Başkanımız Sayın Ali Yalçın’ın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ifade ettiği gibi; alım gücü düşen kamu çalışanlarının gelirlerinin artırılması ve makasın daralması için seyyanen zam talebimizi buradan bir kez daha yineliyoruz. Unvana ve sorumluluğa göre maaş skalasının yeniden düzenlenmesini, özlük haklarımızın iyileştirilmesini, alın terimizin ve emeğimizin karşılığını istiyoruz. Biz kamu emekçisiyiz. Başkasının hakkı bize verilsin demiyoruz ancak bize verilmesi gereken de bir an önce verilsin diyoruz. Memur-Sen Konfederasyonu kurulduğu 1995 yılından günümüze kadar kurucu Genel Başkanımız Merhum Mehmet Akif İnan ve onun yol arkadaşlarının kurucu ilkelerinden sapmadan, çizgisini hiçbir zaman değiştirmeden yoluna devam etmiştir. Her zaman millet iradesine saygı duymuş ve sağduyulu duruşuyla kökleri bu topraklara ait olmayan yapıların karşısında olmuştur. Tıpkı 28 Şubatta, 367 krizinde, e-muhtıra yayınlandığında, Gezi Olaylarında, 17-25 Aralık sürecinde ve 15 Temmuz Hain Darbe girişiminde milletin yanında yer alarak yerli ve milli duruşunu sergilemiştir. Bugünde aynı duruşu sergileyerek terör örgütü ile pazarlık yapanların, okyanus ötesinden emir alanların, çıkarları için gemiyi terk edenlerin, kasetle göreve gelenlerin karşısında duracak ve gereken cevabı verecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin mesafe alması lazım. Kargaşaya, kavgaya, maceraya fırsat vermenin anlamı yok. Bu yüzden 14 Mayıs’ı doğru okuyup doğru yerde durmaya ve 15 Mayıs tevfikatları için gayrete, örgütlülüğümüzü büyütmeye, çalışmaya, gayrete devam diyoruz” dedi.
‘KARŞIMIZDAKİ SAFLARDA DURANLARIN KİM OLDUKLARINI İYİ BİLİYORUZ’
AK Parti Çorum Milletvekili Adayı Yusuf Ahlatcı, seçimleri vatan savunması olarak gittiklerini ifade ederek, “Bu vatan savunmasıdır ve biz bunu başaracağız. Karşımızdaki saflarda duranların kim olduklarını iyi biliyoruz” dedi.
‘CUMHURBAŞKANIMIZ KARARLAR ALIRKEN ELİNİ TİTRETMEYECEK SAYIDA MİLLETVEKİLİ ÇIKARTALIM’
Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın da yaptığı konuşmada, “Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı ise 5 yıl sonra çok farklı bir Türkiye olacak. Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olursa ülkenin 5 yıl sonrası çok farklı olacak. Hangi Cumhurbaşkanı devam ederse Memur Sen’in 2 yıl sonrası 5 yıl sonrası çok farklı olacak. 10 bin olan üyeniz bir bakmışınız düşmüş olabilir. Bu anlamda ülkemizi önümüzdeki süreçte nerede görmek istiyorsak büyük bir gayretin içine girmemiz lazım. Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci turda inşallah yeniden Cumhurbaşkanı seçilecek. Bütün meydanlar, Çorum’un sokakları bunu müjdeliyor. Bunu görüyoruz.
Milletvekilliğinde de AK Parti milletvekili sayımızı düşürmeyeceğiz. Eğer düşürürsek önümüzdeki yılların çok daha iyi olmayacağını garanti edebilirim. Cumhurbaşkanımız bir karar vereceği zaman milletvekili sayısı yeterli olmazsa bu kararı rahatlıkla veremeyecek. Kararları eli titreyerek imzalayacak. O eli titretmemek bizim elimizde” şeklinde belirtti.
‘ALGI OPERASYONU YAPILIYOR’
AK Parti İl Başkanı Murat Günay ise konuşmasında 14 Mayıs’ta yapılacak seçimin önemine dikkat çekerek, “Bu seçim hayatımızın en önemli seçimidir. Burada bir algı operasyonu yapılıyor. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı ve Meclis eşit durumda. İsterse Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebiliyor, isterse de meclis ülkeyi seçime götürebiliyor. Biliyorsunuz bu seçimler yasal olarak Cumhurbaşkanımızın son adaylığı. Cumhurbaşkanımıza halkın teveccühünü biliyorlar. Onu gözden hiçbir zaman düşüremeyeceklerini biliyorlar. Ama milletvekili sayısını düşürerek, elinizi zayıflatmak istiyorlar. Bu sisteme göre Cumhurbaşkanımız mecliste yeterli çoğunluğu alamadığı takdirde meclis Cumhurbaşkanımızı seçime götürebilecektir. Seçime gidildiği zaman da Cumhurbaşkanımız bir daha aday olmayacak. Bu şekilde Cumhurbaşkanımıza oyun yapmaya çalışıyorlar. Biz buna asla kanmayacağız. İnşallah 14 Mayıs’ta tarih yazacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
‘BİR ÇOK KAZANIM TEHLİKEYE DÜŞMESİN’
AK Parti Çorum Milletvekili Adayı Zeki Gül de yaptığı konuşmada milletvekilliği sayısında azalma olmasının iktidarın kaybedilmesi olduğunu vurgulayarak, “İktidarı kaybetmek masa sandalye kaybetmek değildir. Birçok kazanımın tehlikeye düşmesi demektir. Sizler bu kazanımların neler olduğunu iyi biliyorsunuz. Tekrar o eski günlere dönmek istemiyoruz. Gelir mi? Hem de öyle bir gelir ki… Ülkeyi geriye götürürler mi? Yeter ki Recep Tayyip Erdoğan kaybetsin, yeter ki Müslümanlar kaybetsin, yeter ki vatanını milletini, dinini devletini seve insanlar kaybetsin, isterse yüz yıl geriye gidelim derler” şeklinde belirtti.
‘20 YILDA 100 YILLIK DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRİLDİ’
AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu da konuşmasında 20 yılda 100 yıllık değişim ve dönüşüm gerçekleştirildiğini kaydederek, bu sürede gerek demokratikleşme gerek insan hak ve özgürlükleri anlamında dönüşümler olduğunu vurguladı.
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin öneminde değinen Milletvekili Kavuncu, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları yeniden iş başına gelip Türkiye yüzyılını başlattıkları zaman, bütün bu problemlerin güçlü bir şekilde çözüldüğünü göreceksiniz. Ancak yüzde 99 oyla bile Cumhurbaşkanımızı seçseniz eğer 301 milletvekilini bulamazsanız bir gün Cumhurbaşkanlığı yaptırmazlar. Muhalefetin meclis başkanvekilleri isterse nitelikli çoğunluk istiyorum der. Burada 301 milletvekili istiyorum der. Meclis açılmadan kapanır. Yani hiçbir yasayı çıkartamazsınız. Yani Irak’a, Libya’ya, Karabağ’a asker gönderemezsiniz. Veya bir ay içinde mecliste onaylanması gereken yasaları çıkartamıyorsunuz. Bütçeyi çıkartamıyorsunuz. ‘Cumhurbaşkanlığında Recep Tayyip Erdoğan’a vereceğiz ama milletvekilliğinde vermeyeceğiz’ demek çok büyük bir tuzaktır. Böyle, tarihte görülmemiş yedi benzemez bir yapıyla bırakın 85 milyonu, bir kabileyi bile yönetmeleri mümkün değildir” diyerek sözlerini tamamladı.
‘YERİMİZ MİLLETİN DEĞERLERİNİN YANIDIR, MİLLİ İRADENİN YANIDIR’
Toplantıda bir konuşma yapan Memur Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Diyanet-Sen Genel Başkanı hemşehrimiz Ali Yıldız ise, "Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yerimiz bellidir. Milletin değerlerinin yanıdır, milli iradenin yanıdır” dedi.
“Biz kişisel ya da kurumsal hesaplar içinde değiliz. Derdimiz millet, hassasiyetimiz emektir.” ifadelerine yer veren Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Derdimiz milletin kazanımlarını sürdürmek, emeği, emekçiyi emek düşmanlarına karşı korumaktır. Emeğin hakkını muhafaza etmek, özgürlüklerimizi, demokrasiyi ilerletmek, vesayete geçit vermemektir. O nedenle biz mümeyyiz bir akılla hareket edeceğiz. Sadece vaatlere değil zihniyetlere de bakacağız. Kim kimi gizli açık destekliyor onlara da bakacağız. Kimler seçim sonrası hangi hesapları yapıyor, buna da bakacağız. İsrail ve Amerika gibi yorum yapan siyaset müsveddeleriyle yol yürüyemeyiz. TOGG'un üretimine sevinemeyen, itibarsızlaştırmaya çalışan siyasilerle yol yürüyemeyiz. Dünya siyasetinin istikametini değiştiren İHA ve SİHA'ları 'kalorifer peteği' diye itibarsızlaştırmaya çalışan çapsızlarla da yol yürüyemeyiz. LGBT sapık anlayışının sözcülüğünü ve liderliğini yapan bir kişiye mücahit payesi veren şuursuzlarla da yol yürüyemeyiz.”
Program Memur Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen İl Başkanı Fatih Okumuş’un, Ali Yıldız’a hediye takdimi ve toplu hatıra fotoğrafının çekinilmesi ile sona erdi.
