Ahşap oyma sanatının son temsilcilerinden Çorumlu Arslan Karataş, Ankara Siteler’deki atölyesinde mesleğini büyük bir tutkuyla sürdürmeye devam ediyor.
Karataş, ahşap oymacılığın günden güne yok olmasına şahitlik etmekten dolayı büyük üzüntü duyduğunu kaydediyor.
Anayurt Gazetesi’nde yer alan habere göre, Arslan Karataş unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında gösterilen ahşap oymacılığının son ustalarından biri.
Karataş, Ankara Siteler’de Kalfaoğlu Oyma adı altında hizmet verdiği atölyesinde, klasik el oyması olarak ahşaba hayat veriyor.
Çorum Alaca 1965 doğumlu ahşap oyma ustası Arslan Karataş, 12 yaşında geldiği Ankara’da ilkokulu tamamladıktan sonra Siteler’de 13 yaşında mesleğine çırak olarak adım atıyor.
2 yıl ahşap iskelet imalatında çalıştıktan sonra ahşap oymacılığına yönelen Karataş, 43 yıldır ahşap oymacılığı mesleğini aynı sevgi ve tutkuyla sürdürüyor.
Karataş, Ankara Marangozlar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Denetim Kurulu üyesi olarak da sektörün gelişimine hizmet ediyor.
Geleneksel Türk el sanatlarında ahşap oymacılığın önemli bir yer tuttuğunu, kendisinin ise artık günümüzde unutulmaya yüz tutmuş kadim bir meslek kolunun son temsilcilerinden biri olduğunu belirten Karataş, “43 yıldır bilfiil ahşap oymacılığı yapıyorum. Fatih Sultan Mehmet’in Haliç’e inişini ahşap oyma ile tasvir ettim. Onun dışında merhum Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in büro ve ev mobilya takımları, İstanbul Beylerbeyi Sarayı’nın kapıları, Eskişehir Adalet Sarayı’nın amblemleri ve Nahcivan Cumhurbaşkanı’nın oğlunun evinin mobilyalarının ahşap oymalarını yaptım.” dedi.
SANATSAL YARATICILIK VE EL BECERİSİNE DAYALI
Ahşap oymacılığının tamamen sanatsal yaratıcılıkla birlikte el becerisine ve ustalığa dayalı olarak gerçekleştirilen bir zanaat uygulaması olduğunu vurgulayan Karataş, “Ağaçla konuşurum. Genelde kayın başta olmak üzere biraz da kestane ağacının kerestesi üzerinde çalışıyorum. Fırınlanmış keresteyi işin boyutuna göre keser havalandırırım. Önce modelin çizimini yapıyor, daha sonra da büyüttüğüm çizimi karton kalıba döktükten sonra kalıp üzerinden ahşabın üzerine çizerek, iskarpela takımları ve makineler yardımıyla modeli tamamlarım. İşin sonunda çizimler istediğim modele dönüşmüş olur. Modelin daha sonra zımparası yapılarak, boya işi de tamamlandıktan sonra koltuk, yemek ve oturma grupları, sehpa ve kapı gibi modellerin üzerine döşeme yöntemi ile işlem tamamlanmış olur. Kullandığımız motiflerin birçoğu Anadolu Selçuklu sanat anlayışına dayalı motifler oluyor. Her ahşap oyma ustası önce marangoz olacak. Marangoz olmadan ahşap oymacılığı, yaratıcılık, sabır isteyen usta eller olmaz.” diye konuştu.
‘MESLEK KENDİNİ YENİLEYEMİYOR’
Ahşap oyma mesleğinin geçmişte popüler olduğunu, şimdilerde ise çırak bile yetişmediğini dile getiren Karataş, sözlerine şöyle devam etti: “Ahşap oymacılığı aslında çok değerli bir meslek, günümüzde yurt dışından da çok talep geliyor. Fakat bugüne baktığımızda Ankara'da ahşap oyma ustası bir elin parmaklarını geçmeyecek şekilde azalmış durumda. Geçmişte her marangoz atölyesinde bir ahşap oyma ustası bulunurdu. Fakat artık çıraklıktan gelen yok, meslek kendini yenileyemiyor, son ustaların sayısı da günden güne azalıyor. Bundan sonra ahşap oymacılığının inceliklerini yeni nesillere aktarmamız lazım ki kadim mesleğimiz devam edebilsin, yaşayabilsin. Ahşap oymacılığının yok olma noktasına doğru gittiğine şahit olmaktan dolayı üzüntü duymaktayım. Ben sağlığım elverdiği müddetçe mesleğimi sürdürmeye devam edeceğim.”
‘TEMENNİMİZ; AHŞAP OYMA USTALARI ÇOĞALSIN’
Ankara Marangozlar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Rıdvan Aktaş da konuşmasında; “Marangoz, her zevk ve bütçeye uygun mobilya imalatı ile insan yaşamına hizmet eder. 70’li 80’li yıllarda aileler çocuklarını özellikle mesleği, sanatı olsun diye marangozluk mesleğine yönlendirirdi. 'Kolunda altın bilezik' derlerdi bir mesleği, sanatı olanlar için. O dönemde yetişen marangozlar bugün sektörümüzde son temsilciler konumunda artık. Sektörde ara eleman olmaması, yetişmemesi sıkıntısı çekiyoruz. Sektörümüz yaşlanıyor. Bazı üniversitelerimizde yeni yeni marangozlukla ilgili bölümler konuyor. Biz zevk, sanat üretiyoruz. Hazır ve ucuz maliyetli seri üretim, ahşap oymacılığının sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen konuların başında geliyor. Sabır ve el emeği isteyen, sanatı da içeren apayrı bir zanaattır ahşap oyma işi. Kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızın arasında yer alan ahşap oymacılığının yaşatılması ve öncelikle son temsilcilerin maddi ve manevi anlamda desteklenmeleri, gençlerin aşılanması, yeni ustaların yetişmesi, istihdam sağlanması amacıyla yerel yönetimlerimizin, hükümetimizin sorumluluk alması büyük önem arz etmektedir. Temennimiz odur ki atölyelerimizde ahşap oymacılığı yapan ustalarımız çoğalsın.” ifadelerini kullandı.