GÜNCEL

Çorum'da Suriye'deki devrim kutlandı

Çorum Özgür-Der, Suriye'de 61 yıllık Baas rejimi ve lideri Beşşar Esed'in devrilmesini kutladı, Gazze’deki soykırıma dikkat çekerek Saat Kulesi önünde basın açıklamalı eylem gerçekleştirdi.

Çorum Özgür-Der, Suriye'de 61 yıllık Baas rejimi ve lideri Beşşar Esed'in devrilmesini kutladı, Gazze’deki soykırıma dikkat çekerek Saat Kulesi önünde basın açıklamalı eylem gerçekleştirdi.

Özgür Der adına bir basın açıklaması okuyan İbrahim Güleç; “Katil Esed ve Baas rejimi nasıl yıkıldıysa, zalim İsrail de yıkılacak ve tarihin çöplüğünde yok olacaktır.” dedi

Suriye’de Esad’ın yanında Amerika, Rusya ve İran ile birlikte Amerika’nın mayın eşşeği PKK’nın kaybettiğini belirten Güleç, Gazze ve Suriye mücadelesinin ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade ederek;

 “Bizler İslam coğrafyasının her toprağına ve her ferdine destek olurken Emperyalist kan emicilerin ve onların işbirlikçilerinin karşısında olduğumuzu belirtmek için buradayız. Müslümanların onurlu mücadelesi nasıl Suriye'de zafere ulaştıysa, Allah'ın izniyle Gazze'de, Filistin'de, Doğu Türkistan'da da zafer inananların olacaktır. Gazze ve Suriye mücadelemiz ayrılmaz bir bütündür. Katil Esed ve Baas rejimi nasıl yıkıldıysa, zalim İsrail de yıkılacak ve tarihin çöplüğünde yok olacaktır. Bugün hem Gazze direnişini hem de Halep'in Hama'nın Humus'un ve Şam'ın fethini selamlamak için bu meydandayız. Hepimizin bildiği ve yakından takip ettiği üzere; Gazze'de 430 gündür dünyanın şimdiye kadar gördüğü en vahşi katliam devam ediyor. Resmi açıklamalara göre çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu 55 bine yaklaşan şehit var. Ancak kayıpların maalesef bu sayıdan çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu kayıpların her biri günlerce, aylarca gündem olmayı hak eden canavarlıklar dizisini andırmakta ve biz de dünyanın geri kalanı ile beraber bu canavarlık dizisini izlemek ile yüz yüzeyiz. Gazze'de devam eden bu insanlık dışı muamelelerin, insan özelliği taşıyan her canlının vicdanını harekete geçirmemesi düşünülemez. Zulmün zirveye çıktığı bu vasatta, Müslüman olarak kalmanın temel şartı; kardeşlerimize yapılan bu zulme karşı çıkmaktır. Aynı zamanda bu tutum, tüm zalimlerden beri olduğumuzu haykırmak ve ilan etmek anlamını da taşımaktadır. Gazze'deki kardeşlerimiz ağır bir imtihanla karşı karşıyalar. Onların bu imtihandan başarılı çıkması. Rabbimizin katında büyük bir mükâfatla karşılık bulacaktır inşallah. Şu ana kadar dünyanın gördüğü en ağır zulme rağmen, zalimlere boyun eğmemeleri, içinde bulundukları ağır koşullara rağmen Allah'a hamd etmeyi ellerinden bırakmamaları bizim için de ne güzel bir örnekliktir. Bizler de kardeşlerimizin bu destansı mücadelelerine elimizden geldiğince desteğimizi gerek sesimizle gerek dualarımızla ve infaklarımızla sürdürmeye devam ediyoruz. Bu zulüm sürdükçe, zalimin karşısında mazlumun yanında olduğumuzu dile getirmeye devam edeceğiz inşallah.” şeklinde konuştu

Gazze'deki destansı mücadelesi yanında bir başka destansı mücadelede Suriye'de yaşandığını kaydeden Güleç, katil Esed ve BAAS rejiminin devrildiğini belirterek, şunları söyledi; “Esed'le beraber onu destekleyen İran ve Rusya da Suriye'de kaybettiler. İnşallah sırada emperyalist Amerika ve onun mayın eşeği PKK da Suriye'den sökülüp atılacaktır. Sadece "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için bir milyona yakın mazlumun katledilmesinin, milyonlarca mazlumun yerlerinden edilmesinin hesabını soran Suriye'nin Şam beldesinin yiğit evlatlarına Çorum'dan selam olsun!.

Emperyalist Amerika'nın terör aparatı PYD/PKK’ya verdiği destekle küfrün coğrafyamızdaki kalesi olma yolundaki bu ve benzeri yapıların da hesabı mutlaka görülecek inşallah. Bu vesile ile gerek Gazze, gerekse Suriye ve dünya üzerinde zulmün devam ettiği diğer beldelerde mücadele eden kardeşlerimize Rabbimizden yakın bir zafer nasip etmesi için dua ediyoruz. Her zaman belirttiğimiz gibi, nerede zulme karşı onurlu bir mücadele varsa o mücadelenin yanında olduğumuzu ve bundan sonra da bütün varlığımızla olacağımızı buradan ilan ediyoruz. Bu konuda Maide Suresi 23. ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır; "Ey iman edenler! Sabredin, kararlılıkta yarışın, düşmana karşı hazırlıklı olun (birbirinize dayanıp bağlanın), Allah'a karşı gelmekten sakının ki başarıya ulaşabilesiniz." İlahi mesajı bizim rehberimizdir. Gazze'deki direniş hareketi bize diyor ki; Ey ümmetin onurlu fertleri! Bugün Filistin'de ve Suriye'deki direnişe omuz vermek, ümmetin birliği ve haysiyeti adına bir vecibedir. Aksa'nın ve Şam'ın özgürlüğü için yürütülen mücadelelere sahip çıkmak, ümmetin haysiyetini korumakla eşdeğerdir. Özgürlük ve adalet uğrunda, Siyonist çeteye, ABD ve ortaklarına; Rusya ve İran'a direnen mücahitler, yalnızca kendi davası için değil, tüm insanlık için direnmektedirler. Suriye'de nasıl mücahitler Allah'ın yardımıyla zafere ulaşmışlarsa inanıyor ve dua ediyoruz ki çok yakında Gazze'deki mücahitlerimiz de zafere ulaşacaklardır. Nasıl ki Baas diktası son bulduysa Siyonist zülüm de son bulacaktır. Bu süreçte Türkiye'nin tutumuna ayrıca dikkat çekmek gerekir. Türkiye'nin aslında Arap baharının önemli bir parçası olduğu; gerek Gazze direnişi gerekse Suriye zaferi ile daha da belirginleşmiştir. Türkiye hem devlet hem de toplum olarak zalim rejimlerin karşısında mazlumların yanında olarak durduğunu göstermiştir. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhacirlerin yanında sonuna kadar durarak ahlaki ve İslami ilkelere uygun hareketiyle önemli bir örneklik sergilemiştir. Bununla beraber Suriye'de oluşan yeni durumda da Türkiye'nin çok önemli bir role sahip olduğu ve Suriye'nin yeniden yapılanmasında Türkiye'nin öncü bir rolünün olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. İnanıyoruz ki, özgür Şam, tarihte birçok kez olduğu gibi, özgür Kudüs'e giden yolun anahtarıdır. Şam ile Kudüs, Filistin ile Suriye toprakları Beytülmakdis'tir. Gören gözler için Şam'ın kurtuluşu Kudüs'ün kurtuluşunun işaretidir. Kudüs'ün kurtuluşu ise tüm beşeriyet üzerindeki siyonist şeytani tahakkümün yıkılması ve tüm insanlığın kurtuluşu demektir. Şam ile Kudüs'ün kaderi birdir, tektir, ortaktır. Soykırıma karşı sessiz kalmak, yalnızca zalime güç vermek anlamına gelir. Mescidi Aksa'nın sesi, Biladu'şamın davası ve ümmetin sorumluluğu bizleri çağırmaktadır. Bu mücadelede bizlere düşen, tüm coğrafyamızda Allah'ın ismini yücelten direnişçilerin yanında dimdik durmak ve mazlumun sesini yükseltmektir. Çünkü, öncelikli olarak Gazze'de ki soykırım karşısında suskun kalanlar, tarihin, insanlığın ve en önemlisi Âlemlerin Rabbi'nin hesabından kaçamayacaklardır. Çorum'dan Gazze'ye, Halep'e, Hama'ya, Humus'a, Şam'a direnişe selam olsun.”