Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İmralı çağrısı ile başlayan ardından DEM Partisi’nin terörist başı Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesi ile devam eden sürece Çorum’da şehit aileleri ve gazi yakınları tepki gösterdi.
Çorum Şehit Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Galip Deniz ve şehit yakınları Şehitlik’te buluşarak İmralı sürecini protesto etti.
Protesto sırasında bazı şehit yakınları duygularına hakim olamadı.
‘KANIMIZ VE İÇİMİZ KABUL ETMİYOR’
Eylemde konuşan Çorum Şehit Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Galip Deniz; “Biz dün olduğu gibi bugün de devletimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Terörsüz bir ülke istiyoruz ama bunun bebek katili Abdullah Öcalan ile yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Kanımız kabul etmiyor, içimiz kabul etmiyor. Çünkü Abdullah Öcalan bizim kin ve nefretimizin sembolüdür. Eğer bir çözüm süreci yada süreç başlayacaksa bu sürecin bir parçası ve masada şehit ailelerinin yada gazilerin mutlaka olmasını istiyoruz.” dedi
Şehit Oğuz Emre Erkoç’un eşi Gülay Erkoç ise şehit aileleri ve gazilerin en büyük arzusunun terörün bitmesi olduğunu ancak bunu yapmanın yolunun bebek katiline özgürlükten geçmemesi gerektiğini söyledi.
‘GAZİ MECLİS BİR TERÖRİSTE ÇİĞNETİLMEMELİ’
Gazi meclisin bir teröriste çiğnetilmemesi gerektiğini dile getiren Erkoç; “Bu aziz vatan, atalarımızın mirası olduğu kadar, şehit evlatlarımızın da emaneti olduğu unutulmamalıdır. Türk'ün töresinde vatana ihanetin affı yoktur. İslam'ın şiarında da zalime merhamet, mazluma ihanettir. Bizleri kardeşi mesabesinde gören sayın Cumhurbaşkanımızın samsunda, "şehitlerimizi, gazilerimizi rahatsız edecek hiçbir işimiz olmadı. ne yaptıysak şehit ve gazilerimizin bize gösterdiği istikametten asla ayrılmadan yaptık" sözleri bundan sonraki süreçte bizim için senettir. Ya silahlarını gömecekler, yada silahları ile gömülecekler.” şeklinde konuştu
‘Bugün burada, şehit aileleri ve gaziler olarak yaşadığımız acıları, yüreğimizde yanan ateşi anlatmak için toplanmadık’ diyen Erkoç; “Çünkü bir şehit annesine, oğlunun postallarına çiçek ektiren, bir şehit babasına, evladının fotoğrafları karşısında geceyi sabahlatan, şehit eşinin canının yarısını toprağa koyuşunun, umutları elinden alınan şehit çocuklarının yarım kalışının hiçbir tarifi yok. Biraz tarih konuşalım mesela. Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı, Sarıkamış’ı, Kıbrıs’ı ve şehitlerimizi konuşalım. Alp ve Alperen olanları, önce yiğit olup şüheda olan kahramanları, sınırlarımızı nasıl çizdiğimizi, vatanın her karışının şehit kanlarıyla sulanışını konuşalım mesela.
Mehmet Akif'in; "sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı, verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı." dizelerini hatırlayalım. Hatırlayalım ki utanmadan, üzülmeden, düşünmeden bebek katili özgür kalsın, umut hakkı, ev hapsi verilsin diyenlere, İmralı canisini ülke gündemine sokup, barış elçisi gibi ilan edenlere hatırlatalım diye toplandık. Çok mu geriye gittik? O zaman 43 yıldır yaşadıklarımızı, verdiğimiz şehitlerimizi konuşalım. Bir vatan evladının toprağa nasıl düştüğünü, kaç kurşun yediğini, naaşlarının ne kadar sürede ailelerine ulaştığını konuşalım mesela, ödedikleri bedeli konuşalım.
Oğuz Kaan Usta'yı, Duabey Onur Öztürkmen'i, şehit Semih Özbey'i konuşalım, videosunda yutkunduğu anı unuttunuz mu bu kadar çabuk onu konuşalım mesela. Hadi, onlar askerdi serden ve yardan geçmişlerdi. Şehit polis Fethi Sekin'i, şehit savcı Hakan Kılıç'ı, şehit öğretmenler Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın'ı, eli kanlı terör örgütünün menfur saldırılarında hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımızı konuşalım. Zira hatırlamanıza ihtiyacımız var.
‘EN BÜYÜK ARZU TERÖRÜN BİTMESİDİR’
Yada hadi gelin, 2013'te yaşanan sözde "çözüm süreci"ni konuşalım. Akil insanları, kazılan hendekleri, sokaklara kurulan bariyerleri ve o süreçte yitirdiğimiz 800'ün üzerinde şehidimizi. Terörle el sıkışılmayacağını, masaya oturulmayacağını, nasıl acı bir şekilde tecrübe ettiğimizi hatırlayalım ya da eli kanlı bebek katilinin Meclis'e davet edilir edilmez, "tek anladığımız dil bu" dercesine yaşattığı Tusaş saldırısını, Tusaş şehitlerimizi konuşalım. Bu kadar kısa sürede unutmuş olamazsınız. Terörle mücadelede verdiğimiz 7.100 'ü asker, 900'ü polis, 1.500'ü korucu, 200'ü öğretmen, savcı, imam şehidimizi; 40'a yakın kundakta katledilen bebekleri, 5.000 sivil şehidimizi anlatmak için hatırlatmak için toplandık. Şehit aileleri ve gaziler bu zamana kadar siyasetin bir parçası olmadı bundan sonrada bir parçası olmayacaktır. şehit aileleri ve gazilerin en büyük arzusunun terörün bitmesidir.” ifadelerini kullandı.