Çorum'da hayata geçirilen "Arıları Yaşat, Geleceğini Kazan Projesi" ile arıcılığın bilimsel yöntemlerle yapılmasının yaygınlaştırılması ve gençlere istihdam sağlanması hedefleniyor.
Eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlerin eğitilerek arıcılık sektörüne kazandırılması amacıyla Çorum Köylere Hizmet Götürme Birliğince "Arıları Yaşat, Geleceğini Kazan Projesi" uygulamaya konuldu.
Proje kapsamında teorik ve uygulamalı arıcılık eğitimi müfredatı hazırlandı. Proje ile bir yandan stratejik öneme sahip arıcılık sektöründe yaş ortalamasının gençleştirilmesi, diğer yandan da eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlerin meslek sahibi olması hedefleniyor.
Proje çerçevesinde belirlenen 15-29 yaş aralığındaki 50 genç, 320 saat eğitim alacak.
Teorik eğitimi tamamlayan gençler, kent merkezinde ağaçlık alanda oluşturulan kolonide uygulamalı eğitim aşamasına geçti.
Projenin saha koordinatörü Ömer Arslan, AA muhabirine, "Arıları Yaşat, Geleceğini Kazan Projesi"nin arıcılık sektörünün yaş ortalamasının düşürülmesi, eğitimde ve istihdamda yer almayan gençlere meslek edindirilmesi, teorik ve pratik arıcılık eğitimi müfredatının yürürlüğe girmesi, mobil arıcılığın yaygınlaştırılması, balın pazarlanması ve arının tarımsal üretimde verime katkısının çiftçilere öğretilmesi gibi temel hedeflerinin olduğunu söyledi.
Arıcılık sektöründe yaş ortalamasının çok yüksek olduğuna işaret eden Arslan, "Projemiz, yaş ortalaması yüksek olan arıcılık sektöründe genç arıcıların yetiştirilmesine ilişkin model oluşturacak. 50 gencimiz proje ile uygulamalı arıcılığı da içine alan bilgiye ve belgeye kavuşacak." dedi.
Projenin arıcılık eğitimi açısından da önem taşıdığına dikkati çeken Arslan, "İlk defa bu proje ile arıcılık eğitim müfredatını hazırladığımız bir eğitim modülüyle Türkiye'nin tamamında, halk eğitimi merkezlerinin koordinasyonunda, internet sistemleri üzerinden hem teorik hem de uygulamalı eğitimi alma imkanı olacak. Böylece dünyanın çok altında olan ülkemizdeki koloni başına bal verimini, bilinçli arıcılık yapılmasını sağlamak suretiyle artırmayı planlıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de koloni başına bal üretiminin 14-18 kilogram, dünya ortalamasının ise 55 kilogram olduğunun altını çizen Arslan, Türkiye'nin de bu ortalamayı yakalayabilmesi için yılda üç kez sağım yapılması gerektiğini, bunun da mobil arıcılıkla sağlanabileceğini anlattı.
Arslan, projeden elde edilecek verilerin akademisyenlerce rapor haline getirilerek, Türkiye'nin genç işsizlerle ilgili eylem planının ortaya çıkmasına katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.
Kursiyerler, yenilikçe fikirlerle arıcılığa yeni soluk getirmeyi amaçlıyor
Kursiyerlerden Ahmet Akkaya, eğitimde arıcılık mesleğinin sınırları olmayan, çok derin bir konu olduğunu fark ettiğini söyledi.
Uygulamalı eğitimin ardından kendi kolonisini oluşturacağını dile getiren Akkaya, modern anlamda arıcılık yapmak istediğini, diğer kursiyerlerle Türkiye'nin arıcılık sektöründeki sıralamasını daha yüksek sıralara çıkarmak istediklerini vurguladı.
Hande Nur Damar da "sosyal psikoloji" alanındaki doktora diplomasını bir kenara bırakarak doğada bir meslek yapmak istediği için kursa kayıt yaptırdığını belirtti.
Hep kendi işini yapmanın hayalini kurduğunu vurgulayan Damar, yenilikçi yaklaşımla bal, polen, arı ekmeği gibi ürünlere yenilikler katmak istediğini ifade etti.
Nurdan Karadaş da büro yönetimi ve sekreterlik bölümünden mezun olduktan sonra bu işin kendisine göre olmadığını anlayıp doğada olmayı seçtiğini belirterek, arıcılık yapan babasının tecrübelerini kursta öğreneceği yenilikçi fikirlerle birleştirerek gelecekte propolis ya da arı sütü tesisi kurmak istediğini dile getirdi.
Maliye bölümü mezunu Firdevs Uyar da kursun ardından eşi ve kayınpederiyle arıcılık yapmaya hazırlandıklarını kaydetti.