Arkeolog ve yazar Özlem Ertan Ankara Sıhhıye Meydanı'ndaki "Hitit Güneşi" olarak bilinen sembolün Hititler'e değil bir başka Anadolu uygarlığı olan Hattiler'e ait olduğunu belirtirken tartışmayı ikinci boyuta taşıdı.
'Hitit Güneşi' olarak bilinen ve Ankara'nın eski amblemi olan tasvirin yeniden kullanılması için imza kampanyası başlatıldı.
Bir dönem Çorum'a da getirilmeyi planlanan heykelinin 'Hitit' değil 'Hatti' eseri olduğu belirtiliyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 1995 yılına kadar resmi amblemi olan ve 'Hitit Güneşi' diye bilinen tasvir yeniden gündemde. Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan 'Seğmenler Su’ya ait 'Hitit Güneşi' logosu üzerinden başlayan tartışmalar 'change.org'da imza kampanyasına dönüşürken, gözler olası değişiklik kararı için İl Genel Meclisi'ne çevrildi.
*Sizin 'change.org’da başlatılan kampanyaya itirazınız oldu, bunun sebebi nedir?
"İtirazım kampanyanın ismine yönelik. Ankara’da, Sıhhiye Meydanı’nda yer alan anıt, Alacahöyük Kral Mezarları’ndan çıkarılmış güneş kurslarından birinin kopyasıdır ve 1970’li yıllarda bugünkü yerine yerleştirilmiştir. 'Alacahöyük Güneş Kursu'nu dönemin Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay başkentin sembolü olarak seçmişti ve eserin Sıhhiye’de bulunan kopyası da heykeltıraş Nusret Suman tarafından yapılmıştı. Bu anıt yıllarca Ankara’nın simgesi olarak bilindi ve kullanıldı. Ancak yıllardan beri hatalı bir şekilde “Hitit Güneşi” diye adlandırılıyor. Oysa Sıhhiye’deki anıta ilham veren Güneş Kursu Hitit değil, Hatti eseridir. Mirasçısı olduğumuz Anadolu kültürünün oluşumunda büyük katkıları olan Hattilere artık isimlerini teslim edelim."
* Hattiler neden önemli?
"Hattiler, Hititlerden önce Orta Anadolu’da üstün bir medeniyet meydana getirmiş kadim bir Anadolu halkı. Hititler inançlarını ve kültürlerini büyük oranda Hatti uygarlığının birikimleri üzerine inşa ettiler. Hatta Hitit ismi bile Hatti’nin bozulmuş şeklidir. Anadolu’nun tarihte bilinen ilk ismi de 'Hatti Ülkesi'dir. Henüz Hitit devletinin ortada olmadığı, Anadolu’da bağımsız şehir devletlerinin bulunduğu yıllarda Kuzey Mezopotamya’da bulunan Akad Krallığı ile Anadolu kentleri arasında ticari ilişkiler vardı. Ankara’nın simgesi olarak hafızalara kazınan Sıhhiye’deki Güneş Kursu’nun aslı ve ona benzeyen diğerleri de üç aşağı beş yukarı bu döneme aittir. Hititçe Hint-Avrupa dil ailesine mensup bir dildir. Hattice ise Hint-Avrupa kökenli değildir, Türkçe gibi eklemeli bir dildir."
* Hattiler Türk müydü?
"Hattilerin Türk olduğunu söyleyemeyiz. Hattice her ne kadar yapısı itibariyle Türkçeye daha yakın gibi görünse de aralarında direkt akrabalık yok. Ancak hem Hattiler hem de Hititler Anadolu kültürünün yaratıcılarındandır ve biz bugün Anadolu’da yaşayanlar olarak Hattilerin ve Hititlerin mirasçılarıyız."
*Bugüne miras kalan gelenekler var mı?
"Pek çok Hitit geleneği ve kültür öğesi bugün Anadolu’da yaşamayı sürdürüyor. Mesela Anadolu bağlaması ilk kez Hititler tarafından kullanılmıştır. Hititlerden kalan ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen İnandık vazosunda bağlama çalan müzisyenler görürüz. Hattuşa’da ve Alişar’da bulunmuş başka kabartmalı vazolarda da Anadolu bağlamasına rastlarız. Ayrıca Anadolu çarığı da Hititlerden kalmadır. Başlık parası geleneği de Hititlerden gelir."
* Bu tartışmanın bugün için önemi nedir?
"Biz hem Hattilerin hem de Hititlerin kültürel ve coğrafi anlamda mirasçısıyız ve bu köklü geçmişe sahip çıkmamız gerekir. Atatürk’ün de isteği bu yöndeydi. Atatürk Anadolu uygarlıklarının araştırılmasına büyük önem vermiş ve arkeolojik kazıları da ilgiyle takip etmişti. 1935’te başlayan Alacahöyük kazısının masraflarını da üstlenmişti. Bu yüzden Hatti ve Hitit uygarlıklarına sahip çıkılması Atatürk’ün de vasiyetidir. Bu kez sembolün adını doğru söyleyelim. Ona Hitit değil, Hatti Güneşi diyelim."