Camiler ve Din görevlileri Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuşan Diyanet Sen Genel Başkanı hemşehrimiz Ali Yıldız, Kudüs’ün kaderini Çorum’un kaderi, Gazze’nin kaderini ise Türkiye’nin kaderi olarak gördüklerini belirterek; “Şu anda Gazze’de İsrail denilen bir şey yok. Çanakkale’de hangi yamyam sürüsü varsa bugün Gazze’de, Lübnan’da yine onlar var. Müslümanlar ele ele vererek birlikte mücadele etmesi lazım.” dedi
Çorum’da din görevlileri, 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte buluştu.
Diyanet Sen Çorum Şubesi tarafından Afra Düğün Salonu’nda organize edilen etkinliğe Diyanet Sen Genel Başkanı hemşehrimiz Ali Yıldız, Vali Yardımcısı Erdoğan Kanyılmaz, Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat, İl Müftüsü Şahin Yıldırım, Diyanet Sen Çorum Şube Başkanı İsmail Şanal ve din görevlileri katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinliğin açılış konuşmasını yapan, Diyanet Sen Çorum Şube Başkanı İsmail Şanal; “Sadece şehir merkezinde değil, bugün köylerde devleti tek temsil eden kurum biziz. Öğretmenler, sağlık personelleri, hatta muhtarların dahil şehir merkezinden yönetmiş olduğu köylerde şu anda devletin atamış olduğu ve devleti tek temsil eden kurum biziz. O yüzden çok ulvi bir görev yapıyoruz. 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı iki yıldır buruk kutluyoruz. Bugün kafir zalim tarafından zulmedilen İsrail terör tarafından ve destekçileri tarafından zulmedilen bir dünyayı yaşıyoruz. Artık televizyonlarda, canlı yayınlarda maç seyreder gibi Müslümanların nasıl katlediğini izliyoruz. Bu zulmün bir an önce son bulması için kalbimizle buğz etmek ve dua ordusu olarak dua etmektir. Dünya ve insanlık sessiz, Gazze ise kimsesiz." dedi
İl Müftüsü Şahin Yıldırım; “Bizler toplumun aydınlatıcıları olarak yüce Mevlamızın kerim kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i sevgili peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in örnekli önceliğinde toplumla buluşturuyor, cemaatimizle buluşturuyoruz. Doğumundan ölümüne kadar hatta ölümünden sonra da hepimizden yapan kurumlardan öncelikli kurumlardan birisiyiz. Doğar kulağına ezan okuruz. Vefat ederse selasını okuruz. Cenazesini teşrik teçhiz tekbirine varıncaya kadar sonra defnine şahitlik ederiz.” şeklinde konuştu
Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat ise hocaların, din görevlilerinin toplumumuzu hayatta tutan manevi direklerden olduğunu belirterek; “Bu anlamda belediyeler olarak, bizler birer yönetimler olarak şehirleri ihya ve imar ediyoruz ama içerisinde ahlaki olmayan ahlaken imar edilmemiş, manevi yöntem teçhiz edilmemiş toplumlar bizim yaptığımız şehirleri bir anda yerle yeksan edebilir. Dolayısıyla yapmış olduğunuz işin toplumun ayakta kalması, yücelmesi, ilerlemesi açısından çok önemli buluyoruz.” diye konuştu
Son günlerde din görevlileri üzerinden ve Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden her türlü oyun oynandığına dikkat çeken Yağbat; “O yüzden belediye olarak, siyasiler olarak toplumun her kesimi olan din görevlilerimizi ve Diyanet İşleri Başkanımızın yanında olmalıyız. Eğer ki toplumu manevi yönden çökertmek istiyorsanız öncelikle camileri ortadan kaldırmanız gerekir. Öncelikle din görevlerini ortadan kaldırmanız gerekir. Bunun en güzel örneğini 15 Temmuz'da gördük. 15 Temmuz'da hocalarımızın çıkıp, selamları okumasıyla birlikte tüm millet topyekun meydana indi. Bunu gördüler. Bunun gücünün ne demek olduğunu gördüler. O yüzden öncelikli olarak hocalarımız üzerinden, camilerimiz üzerinden bizleri manen bitirmek üzere bir tertibin içerisinde olduğumuzu düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Diyanet Sen Çorum Şube Başkanı Ali Yıldız da konuşmasında 7 Ekim’de Gazze’de başlayan olaylara değinerek; “Bizler Gazze’ye imani pencereden bakıyoruz. Kudüs’ün kaderini Çorum’un kaderi olarak görüyoruz. Gazze’nin kaderini Türkiye’nin kaderi olarak görüyoruz. Şu anda Gazze’de İsrail denilen bir şey yok. Çanakkale’de hangi yamyam sürüsü varsa bugün Gazze’de, Lübnan’da yine onlar var. Müslümanlar ele ele vererek birlikte mücadele etmesi lazım.” dedi
Diyanet Sen olarak özellikle tasarruf adı altında 4-6 yaş Kur’an Kursları’nda din eğitimlerinin verilmesi noktasında yaşanan sıkıntıya vurgu yapan Yıldız; “Bütün LGBT ve sapkın derneklerin sokaklarımızı kuşatmaya çalıştığı bir dönemde, gençlerimizi yok etmeye çalıştığı bir dönemde, televizyon yayınlarının ailelerimizi darmadağın etmeye çalıştığı bir dönemde, geleceğinizin inşası noktasında Kur’an kurslarımızın bir takım imkansızlıklar bahane edilerek, bir takım tepkiler bahane edilerek buraları sıkıntı çekilmesine gönlümüz rıza göstermez diyerek çalışmalarımızı yaptık. Diyanet İşleri Başkanlığınızın kendi imkanlarıyla oluşturduğu bütçe kaynaklı bu sorunu çözmüştür. Dolayısıyla farklı hocalarımız tekrar görevlerine döndürülerek burada kısmi olarak bu sorunlar bu seferlik çözülmüştür. Ama bizler özellikle Kur’an kurslarımızın kesinlikle üvey evlat muamelesi olmaktan çıkartılmasını ve bu hizmetlerin sadaka-fitre yoluyla artık geleceğinin belirlenmesinin bırakılmasını, aynı Milli Eğitim’de ana sınıfları hangi imkanlara ve fırsatlara sahipse, 4-6 yaş Kur’an Kurslarımızın da aynı imkanlara ve fırsatlara sahip olması için taleplerimizi yineliyoruz.” diye konuştu
Diyanet Sen olarak ayrıca din görevlilerinin yaşam standartlarını noktasında din ve hizmetlerinin verimliliğine katkı sunma noktasında hangi çalışmalar yapılması gerekiyorsa yaptıklarını anlatan Yıldız, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Bizler, Memur Sen Konfederasyonu'ndan sendikal anlayışı olarak, sendikacılığı boş, sığ, ideolojik bir sendikacılık olarak görmüyoruz. Bizler, Diyanetsen ailesi, Memur Sen ailesi, sendikacılığı özlük ve özgürlük mücadelesi olarak koruyoruz ve bu anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Dolayısıyla 4688 yasanın bize vermiş olduğu, sendikal çalışmalara vermiş olduğu yetki çerçevesinde, din görevlisi kardeşlerimizin bu anlamdaki taleplerini iki yılda bir kez toplu sözleşme masasında, yılda iki kez kamu idari toplantısında, yine yılda bir kez kamu personel kurulu toplantıları olmak üzere yine hükümet oturup bu sorunları tartışıp, bu anlamda sorunları aşma noktasında, çözüm bulma noktasında toplantılarımızı yaptık. Bundan sonra da bun yaptıklarımızı devam ettireceğiz. Şu ana kadar yedi tane toplu sözleşme yaptık. Bu yedi toplu sözleşmede 107 ana başlıkta bu aziz teşkilatın çalışanlarına her unvandan dokunuşlar yapacak şekilde kazanımlar elde ettik. Çünkü biz yirmi bir yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı'nda tek yetkili sendikayız. Sayısal çoğunluğumuz, Türkiye birincisi olmamız bizim sadece bu aziz kadim teşkilata karşı sorumluluklarımızı ve bu konuda mükellefiyetliliklerimizi arttırmaktadır. Bu bilinçle bu şurada biz de çalışmalarımızı yapıyoruz."