FATİH AKBAŞ
İnsani Değerler Platformu yönetimi gazetemize nezaket ziyaretinde bulundu.
İnsani Değerler Platformu Dönem Sözcüsü Necat Yazıcı, ziyarette yaptığı açıklamada, “Her durumda doğru ve güzel olanın yanında, yanlış ve çirkin olanın da karşısında yer almak, bizi biz yapan ortak değerlerimizde birleşmek zorundayız”dedi.
İnsani Değerler Platformu’nun 2013 yılından bu yana bünyesinde yer alan sivil toplum kuruluşlarıyla sosyal sorumluluk çalışmalarını yürüttüğünü ve kendisine ihtiyaç duyulan her durumda inisiyatif alarak, gerek halkın ve gerekse de şehri yönetenlerin her türlü hayırlı işlerinde gereken desteği vererek sorunların çözümünde aktif bir rol aldığını belirten Necat Yazıcı, “İnsani Değerler Platformu tam anlamıyla sivil bir oluşum olup, herhangi bir otoriteye bağlı hareket etmemekte, insanımızın vicdanına tercüman olmakta ve ortak toplumsal sorunlarda görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaşmaktadır. Amacımız topluma hizmet etmek, değer üretmek ve müspet katkı yapmaktır. Bu vesileyle kamuoyuna aşağıdaki hususlarda görüşlerimizi bildirmek ve bir çağrı yapmak zorunluluğu hasıl olmuştur”şeklinde kaydetti.
‘HERKES BAŞKALARININ DEĞERLERİNE SAYGI DUYMAK ZORUNDA’
Herkesin başkalarının inançlarına, değerlerine ve hassasiyetlerine saygı duymak zorunda olduğunu kaydeden Necat Yazıcı, birlikte yaşamanın ve birlikte millet olmanın en asgari insani kriterinin bu olduğunu söyledi.
İnsanlığın geldiği bu noktadan geri gitmenin ilkelliğe bir dönüş olacağının altını çizen Yazıcı, “Gerek yerel gerekse de ulusal düzeyde siyaset, insanlarımıza hizmet yapmanın ve değer üretmenin önemli bir aracıdır. İdari ve siyasi makamlar toplumsal hassasiyetlerin en üst düzeyde dikkate alınacağı yerlerdir. Kamu kaynakları kamu yararı doğrultusunda kullanılır, yoksa son zamanlarda şahit olduğumuz şekilde bilhassa gençlerimizi kendi kültür ve inanç kodlarından koparmak için üretilmiş malum projelerin sahneye konması için çarçur edilemez. Makamlar kişisel ihtiras peşinde koşmanın, kişisel beğeni ya da sapkınlıklarını topluma ve bilhassa gençlerimize rol model olarak sunmanın, insanlarımızın hassasiyetlerini hiçe sayarak pespayelikler sergilemenin bir aracına dönüştürülemez. Bu tür yanlışlar içinde olanlara karşı duyarlı kişilerin haklı tepkilerini göstermelerinin önemli, değerli ve zaruri olduğunu düşünüyoruz” şeklinde belirtti.
‘SANATÇILAR HEPİMİZİN BAŞ TACIDIRLAR ANCAK…'
“Sanatçılar toplumun insani duyarlılıklarının tercümanıdırlar ve bizlerin vicdanını dillendirirler, bu yönleriyle de hepimizin baş tacıdırlar. Bizler sanatçılarımızla güler-eğleniriz, onlarla ağlarız, onlarla düşünürüz” diyen Yazıcı, “Ancak ne yazık ki günümüzde sanatçı kisvesi altına giren bazıları nedense dindar ve mütedeyyin kesimlere karşı pervasız söylemler geliştirmekte adeta birbirleriyle yarışıyorlar. İmam Hatip Okulu öğrencilerinden Hz. Ali’ye hatta oradan Peygamber efendimize varana kadar hakaret etmenin telaşı ve yarışı içindeler. Bunu asla kabullenmiyor ve en şiddetli şekilde lanetliyoruz. Bu ülkenin aydını, sanatçısı, entelektüeli bizi birbirimize yaklaştırmak, aramızdaki engelleri ve önyargıları yıkmak için çaba sarf etmelidir.
İnançlara sövmek, dini değerleri tahkir etmek, mütedeyyin insanları rahatsız etmek, genç dimağları ifsad etmek bir özgürlük değildir. Bu tür düşünce beyanları ve eylemler olsa olsa ancak klinik tedavi gerektiren ruhsal bozukluklardır. Bu kin ve nefreti kusanlar da asla sanatçı olarak nitelendirilemez”ifadelerini kullandı.
‘BU TOPRAKLARIN MAYASI İSLAM İNANCIDIR’
Bu toprakların mayasının İslam inancı olduğunu, İslam’ın ise evrensel barışın adı ve teminatı olduğunu dile getiren Yazıcı, “Her inançta olduğu gibi İslam’ın müntesibi olduğunu iddia edenler arasında da onu kötü temsil edenler vardır ve geniş halk kitleleri bu tür sapkınlıkları asla tasvip etmemekte ve derhal bünyesinden söküp atmaktadır. İşte tam da bu nedenle inancımızın evrensel değerleri etrafında birleşen insanımıza karşı düşmanlık ve kin besleyenler tarih boyunca hep dini değerlere saldırmışlardır. Ama Anadolu insanı bir bütün halinde bu saldırılara, aymazlıklara, ahlaksız duruş ve eylemlere o kendine özgü irfanı ile gereken cevabı vermiş ve o karanlık kalpli güruhu tarihin tozlu sayfalarına gömmesini bilmiştir. Sağduyulu olmak bir milleti bir arada ve ayakta tutan bir haslettir. Bu zorlu coğrafyada, insanlığın tüm güzel birikimlerini bünyesinde barındıran ve insanlığa bir umut vadeden bir vizyon ortaya koymak ve tarihsel sorumluluklarımızı yerine getirebilmek, ancak sağduyulu bir yaklaşımla mümkün olacaktır. Biz ancak birlikte bir anlama sahibiz, birlikte olursak değerliyiz, birlikte olursak güçlüyüz” dedi.
‘DOĞRU VE GÜZEL OLANIN YANINDA, YANLIŞ VE ÇİRKİN OLANIN DA KARŞISINDA YER ALMALIYIZ’
Yazıcı sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Her durumda doğru ve güzel olanın yanında, yanlış ve çirkin olanın da karşısında yer almak, bizi biz yapan ortak değerlerimizde birleşmek zorundayız. Bu birlik ve hassasiyete zarar verecek her türlü davranışı kesin bir dille reddediyoruz. Hasbelkader gerek kamuda ve gerekse de siyaseten yönetici pozisyonunda yer alan herkesi de akl-ı selim ile hareket etmeye davet ediyor ve büyük hesap gününü hatırlatıyoruz. İyi bilinmelidir ki, bu milletin duasını alan onmuş ve abad olmuş, bedduasına konu olan da iflah olmamış ve yok olup gitmiştir. İnsani Değerler Platformu olarak her bir üye kuruluşumuz topluma karşı sorumluluklarının bilincinde hareket etmektedir. Bu sorumluluk bir yandan milletimizi medeniyet yarışında daha yukarılara taşımayı ve zulüm, haksızlık ve yanlışlık kimden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın ona karşı durmayı gerektirdiği gibi, bir yandan da dini hassasiyeti olan insanlarımızı rencide edecek, toplumu ve bilhassa gençlerimizi ruhen ve ahlaken zedeleyecek, kendi kültür, örf ve geleneklerimize de uygun düşmeyecek her türlü girişimi kamuoyu ile paylaşmayı, bütün bunlara karşı tavır almayı da içermektedir.
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.”
Genel Yayın Yönetmenimiz Erol Taşkan ise İnsani Değerler Platformu Dönem Sözcülüğüne getirilen Necat Yazıcı ile yöneticilere nezaket ziyaretlerinden dolayı teşekkür ederek çalışmalarında başarılar diledi.