Birleşik üst yönetimin hedefi eski zamanlarda beraber yaşayıp sonradan bağımsız küçük devletler haline dönüşen ülkeleri ve ayrıldıkları devletleri doğrudan ilgilendiren güçlü bir yönetim tasarımıdır. NATO-BM-Federasyon sistemleri ile benzerlikler taşıyor olabilir fakat tam manası ile eş tutulamayacak kadar güçlü bir modeldir. Dünya ayrışmaya giderken Osmanlı'nın mirası olan topraklar mecburi bir birleşmeye doğru gitmektedir çünkü çok fazla sorun var ve bunu ancak birlikteliğimizle çözebileceğiz.
B.Ü.Y sistemi bağımsızlığını devretmeden sonradan ayrıldığı ülkeyle yeniden güç birliğine giderek aşılmamış ülke iç ve dış sorunlarını aşma modelini içinde barındırmaktadır. Birlikteliklerin ülke halklarının kabul etmesiyle hayata geçirilebilecek bu yönetim modeli hem bağımsızlığını devretmeden hem de birlik sağlayarak güçlenmeyi hedefleyen ortak kültür ortak ekonomi ve ortak hedefleri içermektedir. Bu sistemin en ideal başlangıç ülkeleri Türkiye, Suriye, Irak, Mısır, Libya, Azerbaycan ve Filistin olacaktır.
Türkiye'nin büyümeye doğru gittiği ve sürekli bir ivme kazandığı dünyada, Türkiye'ye içinde yaşadığı sınırlar yetmemekte ve bünyesinde barındırdığı potansiyeli kullanamadan boşa gitmekte bu hal güç israfına dönüşmekte bir diğer tarafta ise kargaşa, savaş, yoksulluk ve güçsüzlüğünden ezilen ülkeler mevcuttur. B.Ü.Y. sistemi etkin bir şekilde işlediğinde zorluğun ardındaki kolaylık karşımıza çıkıyor ve neticesinde heba edilen potansiyeller, zorunlu göçler, açlık krizler ve savaşlar bu sistem ile engellenmiş oluyor.
Türkiye, Filistin, Suriye, Irak, Azerbaycan, Mısır ve Libya bu 7 ülke kağıt üzerinde birliği olmasa da yaşayış ve kültürleri itibari ile birlik halindedir denilse aykırı durmaz. İlk başta 7 ülke ile yapılması gereken stratejik amaçlarladır. Çünkü bu ülkeler Türk, Kürt, Arap, Sünni ve Şii grupların en çok nüfuzlarına sahip olduğu için ve az olanı yönetmek ve de çıkan sorunları tekrar değerlendirip yenilenmeyi denemek 7 ülke için daha kolay olacağındandır. Fakat yine de genel değerlendirmede çok zor bir başlangıç olacağı kesindir. B.Ü.Y sistemi kamil seviyeye geldikten sonra ise diğer tüm ülkeleri içine alacak kadar büyüme fırsatını yakalayacaktır 7 ülke için bu başarıyı yakalaması için önünde büyük sınavlar vermesi gerekecektir.
Bu sorunları 3 başlıkta değerlendirebiliriz.
Birincisi bölgede yaygın olarak kullanılan terör gruplarıdır. Bu sorunun kökten çözümü için ortak tavır takınıp ülkelerin tam güvenliklerinin sağlanması gerekir ve bir daha yaşanmamasından emin olunması gerekir.Bu tehdit unsuru ekonomiyi ve toplumsal yaşamı doğrudan etkilediği için çözümü önem sırasında en üsttedir.
İkincisi ekonomik beraberlik ve bağımsızlıktır. En zorlu süreç burada başlayacaktır. Çünkü doğal kaynaklar sömürü halindedir. Bu sömürü halini net bir dil ile reddedip kaynakları beraber ve en verimli şekilde kendi aramızda ticarete dökmeliyiz. Sömürü halindeki yeraltı kaynakları bizim olmasına rağmen emperyallerden ithal etmek çok vahimdir. Hakkı bizim olanı onlardan ithal ediyor olmamız ekonomide bağımlılığımızın en net göstergesidir.Kim hangi dilden anlıyorsa cevabı ona göre vermemiz en tabii hakkımızdır. Bir deyim olarak söylüyorum. Tilkinin ıslahı ölümdür. Sömürüyü reddetmemizi güzellikle kabul etmedikleri taktirde meşru yolların tamamı devreye girmeli ve hakkımızın savunulmasında geri adım atılmamalıdır.Petrol uğruna kan dökmeyi kendilerine hak görenlere güçlü bir cevap verilmediği taktirde mazlum insanların vahşeti yaşamalarını engelleyemeyiz ve bu medeniyetimizin bize yüklediği çok ağır bir sorumluluk olarak bu işi ciddiyetle çözmemiz gerekmektedir. Bu sorunları çözmeden de büyük ve güçlü medeniyet kurmamız olası gözükmemektedir. Kuruluşunda üye olmadığı halde bu birliği desteklemekte özellikle ekonomi alanında İslam işbirliği teşkilatının tüm üyelerinin üstüne düşmektedir. Kuruluşunda bulunmadığı halde destekliyor olmaları çıkarcı olmamalarının göstergesi olacaktır bu yüzden işin çok kahramanı olacaktır. Sistem kuruluş misyonunu tamamladıktan sonra büyüme aşamasında en tabii hakları olarak sisteme İslam işbirliği teşkilatı üye ülkeleri de katılacaktır.
B.Ü.Y bize yeni bir ekonomi modeli geliştirip hayata geçirmemizi de zorunlu hale getirmektedir çünkü sermaye-(kapital) odaklı ekonomi düzeni günümüzde toplumsal çöküşlere götürmekte değer olarak para tekelleşmekte ve dönen para her geçen gün azalarak kapitallere akmakta buda işin sürdürülemez olduğunu göstermektedir. Dünyanın ortak sorunu olan ekonomik krizler,B.Ü.Y. sistemindeki ülkelerde ekonomik sorunları çözebilecek iktisadi bir model geliştirildiğinde dünya çapında ekonomiyi temelden değiştirme fırsatını yakalayacaktır.Başlı başına yeni bir iktisadi çalışma gerektirmektedir.bağımsız-ekonomik bölgeler çalışmasını tamamlayıp paylaşmayı planlıyorum.
Üçüncüsü farklı yaşam tarzları ile barışık olma hali de kültürel kaynaşmayı artırıp bizi yukarıya taşıyacak bir konudur. Günümüzde ırkçılığın arttığı kendinden olmayana tahammülü olmayan yerlerde uluslararası ticaret zorlaşır neticesinde ekonomisi güçlenemez ve herkes kendi bölgesinde bağımsızlık talep etmeye başlar buda ayrılık getirir ve de yukarıdaki sorunların kısırdöngüsü haline gelir yani çözüm tek boyutta mümkün olmayacağı için çok bilinmeyenli denklem gibi bu meseleyi çözüme kavuşturmamız gerekmektedir.
7 ülkenin 7'side bağımsızlığını koruyarak üst bir yönetim kurgulayacağız bu üst yönetim birliği her ülkeyi eşit şekilde temsil edecek ancak kurulmadan önce amaçları net bir şekilde belirlenmelidir. 7 ülke 7 başkan ile aralarında bir lider seçecek bu lider tüm ülkeleri de etkileye bilecek bir güçte olacak 7 ülkenin ortak askeri, ortak yargısı ve ortak ekonomisi olmak üzere birleştirici kuruluşlar oluşturulacak ve hepsinin bağlayıcılığı tüm üye ülkelerde geçerli olacak bu sistem yeni ortaya atılan bir fikirdir ve her yeni fikir gibi geliştirmeye açıktır. Her üst kuruluşun kurumları tüm ülkelerinin kendi temsilcilerinden oluşacak örnek olarak yargı üst mahkemesinde 7 yönetici ve kendi aralarında bir amir tayini ile bu kurumu yönetecektir. Yargı temsilcileri kendi ülkelerin adalet bakanı kim ise o kişi doğal üst mahkeme ülke temsilcisi olacaktır,diğer üst kuruluşlarda aynı şekilde olmak kaydıyla tek fark hepsinin üzerinde B.Ü.Y. başkanı olacaktır buda 7 ülke başkanlarının kendi aralarında seçtiği kişi olacaktır diğer 6'sıda yardımcısı konumunda olacaktır
B.Ü.Y. sistemi eğer 2026 yılına kadar BM kendini düzeltmez ise bir daha bu şansı yakalayamayabileceğinden belki de dünyanın yeni birleşmiş milletleri olacaktır. Bu sistem basit ama etkili olursa dünya artık zalimlik yapanların yönetiminden çıkıp adil düzen kurucularına geçecektir. Dünya bir ülke ise başkenti İstanbul'dur sözü çok isabetlidir. Bu bağlamda hem batıya hem doğuya yön verebilme kabiliyetinden dolayı adil dünya düzeni B.Ü.Y sistemi ile İstanbul'da temeli atılacağının ön görüsü ile dünya 5 den büyüktür ama her şey tek olandan küçüktür diyorum.