GÜNCEL

BİR BARDAK SUDA KOPARTILAN FIRTINA, BOZKURT İŞARETİ

Çorum Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. İrfan Çağlar yazdı...

Bozkurt İşareti, son günlerin kamuoyunu meşgul eden konularından birisidir. Heyecan potansiyeli yüksek bir maçta yüreğini ortaya koyarak, iki gol atan ve maçı kopartan, yiğit delikanlı Merih Demiral'ın, maçın bitiminde maçı en çok yaşayan futbolculardan birisi olarak, maçın duygusal yoğunluğunun da etkisi ile Bozkurt İşareti yapması, birilerini son derece üzdü ve tedirgin etti. Başta UEFA olmak üzere, koro halinde Türk Düşmanları ve bölücü ağzı ile konuşanlar saldırı konusunda sıraya girdiler.

Saldırganların temel saldırı gerekçeleri ve haklılıklarını temsil ettiğine inandıkları, argümanları şöyle özetlenebilir. "Türkiye etnik kesişmenin gerçekleştiği bir bölgeyi temsil ediyor. Hal böyle olunca, bu işaretle, ülkemizde yaşayan, farklı etnik yapı mensuplarını  incitmiş olmaz mıyız?" "Öte yandan Bozkurt işareti bir siyasal partinin sembolüdür. Böyle atraksiyonlarla, ülkeyi bir siyasal davanın baskı ve tarassutuna mecbur hale getirmiş  olmaz mıyız? " Futbolda ki rekabet duygusu ile siyasette ki duygusallığın tarz ve üslubu farklıdır. Bunları bağdaşlaştırmak mümkün olmayacağı gibi, doğru da değildir. Yani ceza alınması durumunda, farklı yetenek ve bakış açısına sahip futbolculardan kurulu takıma karşı saygısızlık yapmış olmaz mıyız?" "Düşüncesizce bir davranışla UEFA'nın ekmeğine yağ sürmüş olmuyor muyuz?" Aslında bölücüler ve ideolojik angajmanın içinde olan sözde kriptolar, Türkiye üzerinde oyun oynanmasına zemin hazırlayan Ülkücülerdir demeye getiriyorlar.

Bu tespitlerin arka planında kısmen bahsedilen gerekçelere sığınarak ve kalleşçe yaylım ateşinde bulunanların gerçek yüzleri ile tanışabilsek, doğruları daha etkin bir şekilde kavrama imkânına sahip olabiliriz. Ancak şimdilik böyle bir imkânımız yok. Buradaki asıl amaç; son yıllarda organizasyon gücü, bilinçlenme kapasitesi, bölgesel yaygınlığı ve entelektüel donanımında ki gelişmelerle, yeni güç ve manevra alanları kazanan Ülkücü Hareket  küresel dinamiklerin dikkatini çekmekte ve onları rahatsız etmektedir. Ve  Ülkücü Hareketle ilgili olarak gerçekleşen bu gelişim, Küresel Güçleri, derin bir hesabın içine girmeye zorlamaktadır. Bu yüzden hareket ve hareketin aksiyon boyutunu temsil eden Ülkü Ocaklarını karalama kampanyası derhal başlatılmıştır. Böylece Milli maçtaki samimi ve idealist tavır(Bozkurt işareti), bahane edilerek, bir ülkenin itibarı sorgulanmaya çalışılmıştır.  Ve bu durum bir müddet daha böyle devam edecek gibi de görünüyor.

Gelelim bizim meseleye yaklaşım biçimimize. Burada biz kavramıyla, Türk Milleti’nin bölünmez bütünlüğünü savunan ve bunu kırmızı çizgisi olarak kabul eden Türk Oğlu Türkler kastediliyor. Yani Anadolu insanlarından bahsediyorum. Bize göre Merih Demiral Türk insanının yapmayı düşlediği hareketi tam da zamanın da yapmıştır. Bu Türk Evladını tebrik ediyor alnından öpüyorum. Burada itin havlamasından çok kervanın yürümesi önemlidir. Kervan yürüyor ve yürümeye de devam edecek inşallah.

Bozkurt siyasal bir sembol değil, milli bir figürdür. Türk Milliyetçiliğini siyasal anlamda temsil eden MHP'nin sembolü ise, Bozkurt figürü değil, Üç Hilaldir. Sapla samanı karıştırmayalım. Kadim Türk Destanlarına göre, Türk Milleti’nin Kurtla tarihin kadim dönemlerine dayanan ilişkisinin ete ve kemiğe bürünmüş şekline Boz Kurt diyoruz. Bu sembolü grupların hangi amaçla kullandığından çok, kullanma niyeti önemlidir. Yoğun olarak gündeme taşınan bir yaklaşıma göre, Etnik ve kültürel boyutlu farklılıklara sahip insanların (Kürtlerin, Çerkezlerin, Lazların, Gürcülerin ve Boşnakların ) Bozkurt Figürüne karşı oldukları söyleniyor. Bu söylem külliyen yalana dayanan bir söylemdir. Yani bu yalan, Küresel Güçlerin Türki'ye taşeronluğunu yapan tetikçilerin manipülasyonuna dayanmaktadır.  Söylendiği gibi farklı etnik kesimlerin kahır ekseriyeti, bu sembolden rahatsız değildir. Hatta farklı etnik kesim olarak ayırmaya çalışılan milletimizin bu aziz ve saygın insanlarının kendilerini mili birlik ve beraberlik noktasında et ve tırnak misali olarak kabul ettikleri de malumdur.  Bizler gerektiğinde bir olmayı, diri olmayı ve iri olmayı da bilen bir milletiz.

Bozkurt işareti daha çok idealist insanların hem hal oldukları bir figürdür. Çünkü idealist insanlar hesap yapmazlar, yani hasbidirler. Adanma kültürleri yüksektir. Normal zamanlarda mahallenin delisi olarak muamele gören idealist, Beka sorunu olduğunda aranan ve kapısı ilk çalınan Serdengeçtidir. Zira kim var denildiğinde idealist; sağına, soluna, önüne ve arkasına bakmadan ben varım diyebilen kişidir. Bu özelliklerin yoğun olduğu insanlarda duygu patlamasının boyutu ve derinliği daha güçlü olabiliyor. Millet sevgisi alabildiğinde güçlü olan kişilere, bunu yapmamalıydın demek yerine, ona destek vermek doğru bir davranış olacaktır.

Küresel Batılı Çevrelerin, Almanya başta olmak üzere, bize karşı şartlı yaklaşım içinde olduklarını biliyoruz ama önemsemiyoruz. Çünkü it itliğini yapar, ancak kurt kurtluğundan taviz vermezse. Bunu böyle bilelim.