Hitit Üniversitesi akademisyen ve öğrencileri, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını sessiz yürüyüş ve hareketli sergi ile protesto etti.

Cuma namazının ardından Hitit Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde Kuzey Kampüs'te toplanan akademisyen ve öğrenciler, "Filistin ile tek yürek" yazılı pankart eşliğinde sessiz yürüyüş yaptı.

Yürüyüşte ayrıca, Güzel Sanatlar Fakültesi ve İskilip Meslek Yüksekokulu öğrencilerince çizilen, İsrail'in saldırılarında yaşamını yitiren bebeklerin tasvir edildiği resimlere yer verildi.

Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk'ün de katıldığı yürüyüşte akademisyen ve öğrenciler, İsrail'e tepkilerini "sessiz yürüyüş" ile dile getirdi.

Hitit Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Prof. Dr. Metin Uçar, gazetecilere, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırı sürecinde bir taraftan Filistinli bebeklerin yasını tutarken, bir taraftan da hak ve özgürlüklere değinen Batılı liderlerin ikiyüzlülüğüne şahitlik edildiğini söyledi.

İsrail'in insanlık adına ne varsa yok ettiğini vurgulayan Uçar, "Ama artık insanlık uyandı. Joe Biden gibi siyonist barbarlığının destekçileri her ne kadar İsrail'in yalanlarını tekrarlasa da ABD'de yüzbinler, milyonlar sokaklarda İsrail'i ve Biden'ın politikalarını lanetliyor. Ursula von der Leyen her ne kadar koşa koşa Netenyahu'ya sarılsa da Avrupa şehirleri hem onu hem de Netenyahu'yu lanetleyen insanlarla dolup taştı, taşıyor. Aynı durum Rishi Sunak ve diğer İsrail yanlısı açıklamalar yapan Avrupalı liderler için de geçerli." dedi.

İnsanları İsrail'i boykot etmeye davet eden Uçar, "Çünkü boykot etkili. İktidarda kalmak isteyen ABD başkanları ve iktidara gelmek isteyen başkan adayları, siyonist lobilere boykot karşıtı yasalar çıkaracakları vaadini veriyor. Demek ki boykot etkili, yapmak lazım. Sosyal medya hesaplarından Filistin'de yaşananları sürekli paylaşmak lazım. Çünkü paylaşımlar etkili. İsrail sosyal medya hesaplarına kısıtlamalar getirtiyor, hesapları sürekli kapattırıyor. Demek ki paylaşımlar etkili." diye konuştu.

Çorum beyaza büründü Çorum beyaza büründü

İsrail'e karşı yapılan gösteri ve yürüyüşlere katılım gösterilmesi, sanat, spor, müzik ve bilim alanlarında yeni mücadele yolları bulunması gerektiğinin altını çizen Uçar, şöyle konuştu:

"Her ne yaparsak yapalım, hepsinden önemlisi Gazzeliler, dünyanın farklı yerlerinde kendileri için duyarlılık sergilendiğini duyunca seviniyor. Kucağındaki cansız torununun yanaklarını okşayan dedeyi, ailesinin parçalarını torbayla taşıyıp gömen babayı, oğlu yanı başında öldürülen Cemal Durra'yı bir nebze de olsa mutlu edebileceksek, tüm imkansızlıklarına rağmen zulme boyun eğmeyen Filistinli direniş savaşçılarına destek olabileceksek, en önemlisi insanlık onurunun taşıyıcısı olduğumuzu gösterebileceksek, her ne araçla mücadele ediyorsak edelim, her nasıl gösteriler yapıyorsak yapalım, yapmaya devam etmek lazım."

Uçar, İsrail ve Siyonizmin sadece Filistin için değil, uluslararası hukuk ve uluslararası barış için de ciddi tehlike olduğunu, doğrudan Türkiye'yi de hedef aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Başta Netanyahu olmak üzere Siyonist politikacıların ağızlarından düşürmediği, 'Vadedilmiş topraklar', 'Yeşaya kehanetleri', 'Büyük Yahudi Krallığı', Türkiye'nin bir kısmını ve Kıbrıs'ı da kapsıyor. Bize açıkça tehdit olan bu ideolojiyi lanetlemek, güçlenmemesi için elimizden geleni yapmak hepimizin görevidir. Artık iyi insanlar olarak çok daha güçlüyüz. Tarihin hiçbir döneminde örgütlü kötülük bu kadar deşifre olmamıştı. Tarihin hiçbir döneminde bu kadar çok insan İsrail'e, siyonizme, ABD'ye bu kadar tepki duymamıştır. Tarihin hiçbir döneminde boykot hareketi bu kadar güçlü olmamıştı. Umutluyuz."

Editör: Anadolu Ajansı