Çorum’da yaşayan 63 yaşındaki Yaşar Kılıç, 40 yıldır aynı terde tezgah açarak çakmak tamiri yaparak esans satıyor.
Sancaktar Cami yanında bulunan alanda her sabah tezgahını açan Kılıç, evinini geçimini seyyar tezgahından sağlıyor. Çakmak tamiri ve esans satışının yanında güzel sanatlarla da yakından ilgilenen Kılıç, hat çalışmalarının yanı sıra şiirler yazıyor. Toplu ulaşım araçlarını fazla tercih etmeyen Kılıç, bisiklet sürmeyi sevdiği ve spor yapmak istediği için evinden işe bisikletiyle geliyor.
1983 yılında çalışmaya başladığını belirten Kılıç, “İlk önce kahvecilik yapıyordum daha sonra otelde çalışmaya başladım. Burada bir süre çalıştıktan sonra kendi işimi kurma kararı aldım ve sergicilik yapmaya başladım. Çevremdeki insanlar kamuda da çalışabilirsin dediler ancak olmadı. Burada çalışmaktan memnunum. Hür yaşamak hoşuma gidiyor. Hürriyeti seviyorum. 1972 yılından sonra kiremit ve tuğla fabrikalarında da çalıştım. Ama 40 yıldır burada çalışıyorum” dedi.
Sancaktar cami yanında daha önce seyyar tezgahının bulunduğunu anlatan Kılıç, “İşlere yetişemiyordum. Burada hareketlilik azalınca işimi küçülttüm. Sadece çakmak ve esansçılık yapıyorum. Bisiklet sürmeyi seviyorum. Amatör olarak hat sanatıyla ilgileniyorum. Dergilerde şiir yazıyordum. Bir dönem bağlama çaldım. Askerde veda gecelerinde saz çaldım. Sonra Çorum’a geldim. Şu anda ahirete göç etmek için treni bekliyoruz. Böylece dolduruyoruz günlerimizi” diye konuştu.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle okulunu bıraktığını belirterek, gençlere çağrıda bulunan Kılıç, “Okuyamadım. Hatta öğrenci velimde benim yaşlarımda birisiydi. Okumak için köyden okula kaçtım. Babamın yastığının altında 5 lira vardı. Onu alıp Çorum’a geldim. Han vardı orada kaldım. Birilerinin yardım etmesini çok bekledim. Kitaplarımı eskiciden almıştım. Defterim yoktu. Herkes bir sayfa verirdi. Sonra ilkokulu bıraktım. Okumaya çok meraklıydım. Gençlere bir ağabey olarak tavsiyem. İnternet çıktı insanların beyni dağıldı. Gençler çok düşünceli. Çocuklar düşünceli. Dertleri bizden daha çok. Acıyorum. Bir telefonu edinmeyi kendilerine dert ediniyorlar. İnternetten başka bir şey yapmıyorlar. Okumak lazım. Kaşif olmayı çok isterdim. Demek ki böylesi daha hayırlıymış” ifadelerini kullandı.
Sporu ve sanatı sevdiğini belirten Kılıç, “Yüzmeyi çok seviyorum. Yılda bir defa da Samsun’a falan gidiyoruz. Ama imkanım olsa deniz kenarında yaşarım. Denizi çok seviyorum. Bisikletimle şehri turluyorum. Hat sanatını çok seviyorum. Osmanlıca kursuna da gittim. Güzel sanatların tamamını seviyorum. Resimde yapıyorum ara sıra. Kısacası sanatı seviyorum" şeklinde konuştu.
Parfüm ve kolonyadan sonra esansa olan ilginin azaldığına dikkat çeken Kılıç, “Bu sokağı seviyorum. Herkesi tanırım. Sohbet ediyorum. Burayı seviyorum. 40 yıl oldu burada. İnsanların gözlerine bakıyorum. Gülümseyerek bakıyorlar. Esanscılık da bitti ama arada, sırada gelenler oluyor. Kolonya ve parfüm icat oldu. Bunlara ilgi azaldı. Esansçılığı seviyorum. Bu işe başlamadan önce esansçılık yapan birisine bunun kar oranı nedir dedim. Bu işin karı başkasına esans verirken senin üzerine sıçramasıdır dedi. Para değil yani” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
Dünyada en güzel olgunun sevgi olduğunu vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti; “Sevmekten başka güzel bir şey yok. Bazen hayvanlara tekme atanları görüyorum. Dünya sadece insanlar için yaratılmadı. Bir denge var yeryüzünde. Yüce Allah böyle yaratmış. Dengeyi korumak lazım. Yaşamak herkes içindir. Yaşamak kutsaldır”