Hutchinson-Gilford Progeria Sendromu, çok nadir görülen, erken yaşlanma ile karakterize edilen genetik bir hastalıktır. Bu hastalık, genellikle 18-24 ay arasında çocuklarda belirginleşmeye başlar ve zamanla hızla ilerleyen yaşlanma süreci ile tanınır. Progeria, kalıtsal değildir ve sporadik bir mutasyon sonucu ortaya çıkar.
DÜNYA HABERLERİ
-
Ordusu olmayan ülkeler belli oldu: Tek bir askerleri bile yok (Askeri güce gerek duymayan 10 ülke)
-
Esad’ın ardında Şam’ın girişine konuşlandırdığı tanklar kaldı
-
Esad rejiminin işkence merkezleri: "Bu zindanlarda insan hayal kurabilir mi?"
-
Avustralya'da et yiyen bakteri alarmı! Vaka sayıları fırladı
Progeria, LMNA genindeki bir mutasyon nedeniyle meydana gelir. Lamin A, çekirdek zarfının önemli bir bileşenidir ve hücrenin şeklinin korunmasında, DNA'nın düzenli bir şekilde fonksiyon görmesinde önemli bir rol oynar. LMNA geninde meydana gelen bir mutasyon, progerin adı verilen hatalı bir proteinin üretimine yol açar. Progerin, normal lamin A’dan farklı olarak çekirdek zarfına bağlanarak hücresel yapıları destabilize eder ve bu da hücrelerin erken yaşlanmasına neden olur.
Progerianın temel mutasyonu, LMNA genindeki 1824. nükleotid değişikliği ile oluşur ve bu değişiklik C->T şeklinde ortaya çıkar. Bu mutasyon, lamein A'nın normal üretimi yerine, erken yaşlanmaya neden olan progerin adlı hatalı bir proteinin oluşmasına yol açar. Progerin proteininin hücrede birikmesi, hücre zarını ve hücre çekirdeğini bozar, DNA onarımını engeller ve genel hücre fonksiyonlarını aksatır. Bu durum, hücrelerin erken yaşlanmasına yol açar.
Progeria hastası olan bireylerin yaşlanma süreci, hücre düzeyinde bozulmalara neden olur. Progerin birikmesi, özellikle yapısal ve fonksiyonel hücresel bozulmalara yol açar. Progeria'lı bireylerdeki yaşlanma belirtilerinin temelinde, hücre çekirdeği bozuklukları, DNA hasarının artması, hücresel stres ve programlanmış hücre ölümü yer alır.
Genetik araştırmalar, bu hücresel bozulmaların, tüm vücutta erken yaşlanmaya yol açan çeşitli patolojik süreçleri tetiklediğini göstermektedir. Özellikle hücrelerin bölünme kapasiteleri sınırlanır, dokuların onarımı bozulur ve vücut normalde yaşla birlikte gelişen degeneratif süreçlere daha erken girer. Bunun sonucunda, progeria hastalarının bağışıklık sistemleri zayıflar, cilt elastikiyeti kaybolur, kaslar ve eklemler zamanından önce aşınır.
Progeria hastalığının erken dönemlerinde, çocuklar normal bir şekilde gelişmeye başlar ancak yaklaşık 18–24 ay civarında büyüme hızlarında yavaşlama görülür. Progeria'lı çocuklar, yaşlarına göre kısa boylu ve düşük kilolu olurlar. Büyüme hızları belirgin şekilde yavaştır ve normalde görülen kas gelişimi ve yağ depolanması çok azdır.
Yüzdeki belirgin yaşlanma belirtileri arasında küçük çene yapısı, çıkık burun, büyük baş, ince dudaklar, büyümüş gözler ve büyük bir alın yer alır. Cilt, ince, kuru ve kırışıklıdır. Ayrıca vücutta ince damarlar gözle görülür hale gelir. Çocuklar, saç dökülmesi ve kelliğe bağlı olarak vücut kıllarının kaybını yaşayabilirler. Eklem hareketliliği azalır ve zamanla kemik deformasyonları ve osteoartrit gelişebilir.
Progeria’lı bireylerde erken yaşta atardamar sertliği gelişir. Bu durum kalp krizi, inme, kalp yetmezliği ve hipertansiyon gibi kardiyovasküler sorunlara zemin hazırlayabilir.
Progeria tanısı, genellikle klinik belirtilerle koyulsa da, kesin tanı için genetik testler gereklidir. Genetik test, LMNA geninde bulunan mutasyonu tespit ederek tanıyı doğrular. Bu test, özellikle progeria tanısı koyulmuş çocuklarda, hastalığın genetik temeli hakkında kesin bilgi verir.
Progeria’nın tedavisi henüz mevcut değildir ancak semptomların yönetilmesi ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi mümkündür.