Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışı için Çorum’a gelen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin ülke genelinde büyük teveccüh gördüğünü belirterek, "Önce 31 Mart’ta yerel yönetimlerde, arkasından 2028’de iktidara yürüyoruz.” dedi.
Yeni Kent Meydanı’nda toplanan kalabalığa seslenen Erbakan 31 Mart’ta Yeniden Refah’ın şahlanışı için milletin gün saydığını belirterek; “Bütün anket firmaları, araştırmacılar, tek bir konuda mutabık kaldılar. 31 Mart’ta oylarını artıracak tek parti Yenden Refah Partisi olacak diyorlar. Gece-gündüz Yeniden Refah Partisi konuşuluyor. Bütün Türkiye Yeniden Refah diyor, Milli Görüş diyor. Yeniden Refah Partisi, Türkiye’nin en hızlı büyüyen siyasi partisidir. Şimdi Milliyetçi Hareket Partisi’ni üye sayısı anlamında yakaladık 480 bindelerdi. Onları ve 500 bin seviyesindeki İYİ Parti'yi de seçime kadar, 15 gün içerisinde geçeceğiz. Türkiye'nin üye sayısı bakımından en büyük üçüncü siyasi partisi olarak seçimlere gireceğiz. Birkaç ayın içerisinde bu tempoyla 1 milyon üye hedefine de ulaşacağız. Önce 31 Mart'ta yerel yönetimlerde iktidar, arkasından 2028’de iktidar olacağız inşallah.” diye konuştu.
"SEN AÇLIK GREVİNE MAHKUM EDİLMİŞSİN"
İftar ve sahur sofraları için pide ve hurma hesabı yapan Erbakan, “Ankara'daki pazarda hassas terazinin üzerine koyduğu hurmanın tek bir tanesi 8 TL. 4 kişilik bir aile iftarda 3 tek hurma yiyecek kişi başına. Su içecek, çay içecek bir de 250 gramlık pidenin dörtte birini yiyecek. Bu masrafı hesap ettiğiniz zaman iftarda çay, su, çeyrek pide, üç tek hurma, sahurda çay, su, çeyrek pide bir aylık masrafı 4 kişilik ailenin 10 bin lirayı geçiyor. Sadece 3 tek hurma, çay, su ve çeyrek pide 10 bin TL. Asgari ücret 17bin TL, emekli maaşı 10 bin TL. 10 bin TL emekli maaşıyla sen açlık grevine mahkum edilmiş durumdasın arkadaş. 17 bin TL asgari ücretle sen yine açlık grevine mahkum edilmişsin. Sağlık Bakanlığı da bizim açıklarımızı doğruluyor. Bu da mevcut hükümetin emekliyi asgari ücretliyi, dar gelirliyi açlığa mahkum ettiğini ispat ediyor. Demiş ki ‘Ramazan iftarında sahurunda dengeli ve sağlıklı beslenmeniz için şunlardan yemeniz lazım, şu kadar karbonhidrat bu kadar protein bu kadar yoğurt bu kadar süt.’ Bütün bunları hesap ettiğiniz zaman bir aylık ramazan masrafı iftar ve sahur için 32 bin liraya çıkıyor. 32 bin lira sağlıklı ve dengeli bir Ramazan geçirebilmesi için bir ailenin yapması gereken mutfak masrafı. Bu sadece Sağlık Bakanlığı’nın verdiği reçeteye göre ramazanda sağlıklı ve dengeli beslenip iftar ve sahuru yapmak için mutfak masrafı yapması lazım.” şeklinde konuştu.
"MİLLİ GÖRÜŞÜN EKONOMİK TEDBİRLERİ UYGULANMADIĞI İÇİN BU HALDE"
Emeklilerin, yüzde 320 zam yapan Milli Görüş bereketini yeniden yaşamak istediğini ifade eden Erbakan, şöyle konuştu:
“Neden bu haldeyiz, milli görüşün ekonomik tedbirleri uygulanmadığı için. 14 Mayıs seçimlerinden önce mutabakat metninde yazdığı adımlar atılmadığı için. ‘Denk bütçe yapın’ dedik, ‘havuz sistemiyle denk bütçeyle faiz canavarına bu paraları kurtarın’ dedik, örneğin imtiyazlı holdinglere kaynak aktaran hortumları kesin. ‘Borçla zamla vergiyle değil, partimizin yazdığı milli kaynak paketleri kitabındaki adımlarla borçsuz, zamsız, vergisiz, millete yük yüklemeden kaynak üretin’ dedik, bunların hiçbirini yapmadılar. Aynı tas aynı hamam borç faiz zam vergi ekonomisi devam etti.”
MİLLET RATÇI BELEDİYELERDEN SIKILDI
Milletin 'rantçı' ve 'heykelci' belediyeciliğe değil, Yeniden Refah’a koştuğunu belirten Erbakan, "Millet neden Yeniden Refah’a koşuyor? Çünkü, rantçı belediyecilikten bıkmış usanmış. Heykelci belediyecilikten bıkmış usanmış. Belediyenin kaynaklarını israf eden, belediyeyi borca ve faize batıran, yandaşı kollayan, vatandaşın derdi ile dertlenmek yerine makam arabasının markasını ve modelinin düşünen, kibirli, milletle arasına duvarlar örmüş, milleti unutmuş, alın terinin, emeğin hakkını vermeyen, işçisini mağdur eden, milletin hayrına faydasına bir iş yapmaktan aciz olan rantçı belediyecilik. İşte bu belediyecilikten bıkmış, usanmış. Peki çareyi neden Yeniden Refah’ta görüyor? Çünkü Yeniden Refah’ın temsil ettiği mana Milli Görüş. 1988 ve 1994’te belediyecilikte tarih yazdı. Destan yazdı. Çığır açtı da o yüzden. Öyleyse rantçı belediyecilikten, heykelci belediyecilikten kurtulmak için belediyeciliğin kitabını yazan, 94 ruhunu taşıyan 'Yeniden Refah'ta birleşmemiz lazım' diyerek Yeniden Refah’a koşuyor" dedi.
2024’TE BİZ GELECEĞİZ VE YİNE KURTARACAĞIZ
Türkiye’de belediyelerin boğazın kadar borca battığını kaydeden Erbakan, bu milletin imdadına geçmişte olduğu gibi yine Refah Partisi’nin koşacağını belirten Erbakan;
“Ahlaklı belediyecilik bereket demektir. Bugün belediyeleri boğazına kadar borca batırdılar. İllerde 1 milyar, büyükşehirlerde 10 milyarın üzerinde. Yerel yönetimlerin toplam borcu 200 milyarın üzerine çıkmış durumda. Neden lüks var, israf var, şatafat var. Peki Mili Görüş belediyesi. 95’te Konya Belediyesiydi. O dönemdeki hükümete çağrıda bulundu. Ey hükümet geçmiş borçlarımı ödedim, hizmetlerimi yaptım üstüne bir de kasada para biriktirdim. Eğer hükümet olarak para ihtiyacın varsa gidip de IMF’den borç para almana gerek yok. Gel sana faizsiz kredi veriyim dedi. Bu yaşanmış bir olay. Bir belediye hükümete kredi açacak duruma gelmişti. Bu bütün belediyelerimizde böyleydi. Şimdi aynı belediye milli görüş göleğini çıkarınca 1 ayda vermiş olduğu borç faizi 6 bin çalışanından daha fazla. Milli görüş ruhu ve ahlaklı belediyecilik ruhu olmayınca aynı belediye boğazına kadar borca batmış durumda. Geçmişte biz kurtardık, biz düzelttik. Şimdi de sorun değil. ‘İman varsa imkan vardır’ diyerek 2024’te biz geleceğiz ve yine kurtaracağız. Bu ülkenin, bu milletin imdadına aynen geçmiş dönemde olduğu gibi Yeniden Refah koşacak.” ifadelerini kullandı
HALEN DAHA TÜRKİYE İLE TİCARET İSRAİL'E DEVAM EDİYOR
Konuşmasında iktidarın İsrail ile ticari ilişkilerine de değinen ve iktidarı eleştiren Erbakan, şunları söyledi;
"İsrail’in Müslümanlar giremesin diye Mescid-i Aksa’nın etrafını çevirdiği dikenli telleri Türkiye’den, İsrail’e biz gönderiyoruz. Bunu demeye biz utanıyoruz. Bırakın, Filistin’e gıda yardımı, insani yardımı ulaştırmayı, biz harıl harıl İsrail ile ticarete devam edip, ihracatımızı devam ettirip, İsrail’in Müslümanlar giremesin diye Mescid-i Aksa’nın etrafını çevirdiği dikenli telleri Türkiye’den, İsrail’e biz gönderiyoruz. Bunu demeye biz utanıyoruz. Filistin’in, Kudüs’ün Gazze’nin hamisi olan Osmanlı’nın torunları olan bizlere, Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışıyor mu? 7 Ekim'den bu yana, Türkiye'den İsrail'le 8 milyon TL değerinde dikenli tel ihracatı yapıldı. Müslümanlar Mescidi Aksa’ya girmesinler diye, siyonist rejim Mescidi Aksanın etrafını Türkiye’den giden dikenli tellerle çeviriyor. Halen daha Türkiye ile ticaret İsrail'e devam ediyor, halen ihracat devam ediyor. Türkiye'nin limanlarından gemiler İsrail'e çelik taşımaya, yedek parça taşımaya çimento taşımaya, dikenli tel taşımaya, gübre taşımaya devam ediyor. Bize yakışıyor mu? 6 asır dünyaya adalet götürmüş dünyada zulme ortadan kaldırmış Osmanlının torunlarıyız biz. Bize yakışıyor mu zalim katil, Siyonistlere bu ticareti yapmak bize mi kaldı? TÜİK'in resmi verileriyle konuşuyorum. TÜİK'in belgelerini gazeteciler ortaya koydular. Medyada var, sosyal medyada var. 7 Ekim’den bugüne kadar Türkiye'den İsrail'e 8 milyon lira değerinde dikenli tel ihraç edilmiş dikenli tel. Gazetelerde, TRT Haber'in haberlerinde ne diyor? İsrail, Ramazan'da Müslümanlar Mescid-i Aksa'ya giremesin diye, 'Mescid'i Aksa'nın etrafını dikenli tellerle çeviriyor' diyor. İşte Müslüman kardeşlerimizin Mescid-i Aksa'ya girmesine engelleyen o dikenli teller Türkiye'den gidiyor Türkiye'den. Böyle rezalet olur mu Allah aşkına? Yazıklar olsun diyor, yazıklar olsun şu mübarek günlerde bir damla suyu fazla gören oradaki yavrulara bu İsrail'e bu malları gönderenlere yazıklar olsun diyor. Bunu gören milletimiz neden Yeniden Refah'a koşuyor. Milli Görüşün Erbakan Hoca’nın dış politikasını çok iyi hatırlıyor da onun için. Şu Gazze'deki manzara karşısında başımıza ne gelir koltuğumuzdan oluruz diye düşünüyorsak vay halimize diyorum. Buradan yetkililere ilgililere sesleniyoruz. Bu ayıptan vazgeçin. İsrail ile ticareti kesin. İhracatı durdurun. Limanlarımızı, hava sahamızı İsrail'e kapatın. Tel Aviv’deki büyükelçimizi geri çağırın. Halen çağıramadınız. İsrail kendi büyükelçisini çağırdı. Biz İsrail'deki büyükelçimizi çağıramadık. Şu zulme açıktan resmen ve fiilen destek olan Amerika'nın incirlik üssünü kapatın.