GÜNCEL

‘28 Mayıs tarihi sorumluluk günüdür’

AK Parti Kurucu İl Başkanı, 22. Dönem Milletvekili ve önceki dönem Çorum Belediye Başkanı Av. Muzaffer Külcü, 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.

MUSTAFA BURAK YALÇIN

AK Parti Kurucu İl Başkanı, 22. Dönem Milletvekili ve önceki dönem Çorum Belediye Başkanı Av. Muzaffer Külcü, 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.

Açıklamasında Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin her alanda çok büyük yatırımlara kavuştuğunu belirten Av. Muzaffer Külcü, bugünün hayallerini de yarının gerçeklerine dönüştürmenin milletin elinde olduğunu ifade etti. 28 Mayıs tarihinin sorumluluk günü olduğunu vurgulayan Külcü, Recep Tayyip Erdoğan’a destek istedi.

Sandığa giderken kişisel kırgınlıkların ve küskünlüklerin bir kenara bırakılarak gidilmesi gerektiğinin de altını çizen Külcü, yarın da konuşabilecek meseleleri bir kenara bırakıp Recep Tayyip Erdoğan’a güçlü bir şekilde destek verme vakti olduğunu söyledi.

Külcü, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“28 Mayıs günü Türkiye seçmeni ilk defa iki turlu seçimi tecrübe edecek. Birinci turun sonuçlarının da tercihte etkili olacağını düşündüğüm 28 Mayıs günü tarihi sorumluluk içinde olacağımız bir gündür.

21 yıllık AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan dönemi, milletimizin adeta küllerinden yeniden var olduğu bir dönem olmuştur. Şimdi 21 yılın tecrübe ve kazanımlarıyla “Türkiye Yüzyılı” olarak adlandırılan bir dönemin eşiğindeyiz.

21 yıl, insanların hayatı için uzun olabilir; ancak devletlerin ve milletlerin hayatı için kısa dönemlerdir. Büyük devlet, güçlü millet olma yolunda şahlanış dönemine giriyoruz. Bunun bir kesintiye uğramadan “güçlü liderlik” ile devam ettirilmesi gerekiyor.

İşte tarihi sorumluluk tam da burada ortaya çıkmaktadır. Her vatandaşın oyu çok kıymetlidir. “Bir oydan bir şey olmaz” demek hakkımız yoktur. Geleceğimize, hatta evlatlarımızın geleceğine, devletin ve milletin bekasına birlikte sahip çıkmak zorundayız.

Bu güçlü geleceğin temsilcisi olarak 28 Mayıs Pazar günü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a her türlü tartışmayı da kapatacak şekilde bir destek vermenin bir vatan borcu olduğu inancını taşıyorum.

28 Mayıs günü bir olmak, beraber olmak ve 85 milyonun kardeşlikte, dayanışmada, gelecek hayallerinde kucaklaşma günü olmalıdır. Bunu başardığımızda çok daha güçlü yarınları birlikte kucaklayacağız inşallah.

KİŞİSEL KIRGINLIKLARIN KONUŞULACAĞI GÜN BUGÜN DEĞİLDİR

AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 21 yıllık iktidarı süresince gerek yönetsel tercihlerden gerekse kişisel davranışlar sebebiyle kırgınlık yaşamış çok sayıda kardeşimiz olabilir. Nitekim buna benzer tepkiler milletvekilliği seçim günü de kendini göstermiş ve parti oyları bir miktar düşmüştür.

Ancak ülkenin 5 yıllık dönemi için Cumhurbaşkanını seçerken bu kırgınlık ve küskünlüklerimizi bir kenara bırakmalıyız. 21 yıllık dönemde milletimizin hem manevi değerlerinin ihyası hem de kalkınma yolunda aldığı çok büyük mesafe olmuştur. Bu başarının mimarı şüphesiz Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Biz yaşadığımız kırgınlık ya da küskünlük sebeplerini zaman içerisinde halledebiliriz. Ancak milletimizin zaman ve enerji kaybına tahammülü yoktur. Geçmişte zaten on yıllarımızı kaybettik. Yeniden bir duraklama ve hatta gerilemeye sebep olacak bir seçim sonucuna sebep olmanın vebaline hiçbirimizin katlanamayacağı inancını taşıyorum. Bunun için yarın da konuşabileceğimiz meseleleri bir kenara bırakıp, 28 Mayıs günü bir kez daha güçlü şekilde Recep Tayyip Erdoğan demek vaktidir.

PARÇALI YÖNETİM ÜLKEYE HUZUR VE GELECEK VADEDEMEZ

Ülkemizin her yönüyle en çok sıkıntı çektiği dönemler “koalisyon hükümetleri” dönemleridir. AK Parti öncesi kurulan 57 hükümetin ömrü, ortalama 1.5 yıl civarındadır. Parçalı yönetimler, yani koalisyon hükümetleri kendi iç sorunları ile uğraşmaktan fırsat bulup ülke idaresi için zaman ayıramamıştır.

Ülkemizin son 21 yıllık dönemdeki kazanımları, güçlü hükümetler yani tek parti hükümetleri tarafından yönetilmesine bağlıdır. Gecesini gündüzüne katan, ülke ülke dolaşan Recep Tayyip Erdoğan liderliği de adeta bu ivmeyi taçlandırmıştır.

Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine yan yana gelmiş karşı blokun ülkeye vadettiği tek gerçek yukarıda anlatmaya çalıştığım tablodur. Türkiye’nin buna da tahammülü yoktur.

Bu sebeple “güçlü liderlik” vadeden ve bunu 21 yıldır milletine gösteren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Mayıs günü bir kez daha seçilmesi ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tüm kurum ve kurullarıyla işlerliğinin sağlanması gerektiği inancını taşıyorum.

SEÇİM KAZANMAK HERŞEY DEĞİLDİR

Türkiye, diğer seçimlere göre bu seçimi çok daha erken konuşmaya başladı. Dolayısıyla seçmene yönelik vaatler de uzadıkça uzadı. Devlet bütçe yönetiminin temel kuralı şudur ki; ancak kaynağı olan harcama yapılabilir.

Herhangi bir hesaba dayanmayan, kaynağı olmayan vaatler ülkenin ancak felaketi olur. Dinlerken kulağa hoş gelen vaatler bilinmelidir ki sadece seçim kazanmak, seçmen ikna etmek için söylenmiş, hayata geçirilmesi mümkün olmayan boş vaatlerdir.

Bu vaatleri yapanların geçmişte kamu yöneticisi oldukları dönemde yaptıkları ortadadır. Avrupa’dan borç para bulmak, “buldum” demek bir proje değildir. Böyle popülist tutumların ülkemizi geçmişte İMF kapılarına mahkum ettiği hafızalarımızda hala tazeliğini korumaktadır. Geçmişte mahkum olduğumuz bu sıkıntıları bir daha tecrübe etmek aziz milletimize yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Bu sebeple, Türkiye’yi İMF ve İMF’nin paralel örgütlerinden kurtaran, “bu millet kendi kararını kendisi verir” diyen ve “hayır” diyebilen bir Türkiye inşa eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a 28 Mayıs günü bir kez daha “evet” deme günüdür.

BÜYÜK YATIRIMLARIN DEVAMI İÇİN

Devri iktidarı boyunca Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde milletimiz, çok büyük alt yapı ve üst yapı yatırımlarına kavuştu.

Büyük devlet, güçlü millet olma yolunda her dönem daha büyük bir vizyon ortaya koydu. Özellikle yol, baraj, iletişim, istihdam vb. yatırımları ilk dönemlerinde yapan Cumhurbaşkanımız, son dönemlerde artık Türkiye’yi dünya devletleri ligine taşıyan yatırımlara ulaştırmıştır. Bunlar hala da devam etmektedir. Özellikle Karadeniz ve Akdeniz’deki gaz arama faaliyetleri ve keşifler, savunma sanayisinde yerlileşme oranı, yerli otomobil üretimi, uçak gemisi imalatı, nükleer enerji yatırımı ve bunlara benzer yüzlerce yatırımı saymak mümkündür. Bu yatırımlar dosta güven, düşmana korku salan yatırımlardır.

Şüphesiz bu dev yatırımlarda uzun zaman emek veren yüzlerce mühendisin emeği gerekmektedir. Ama hepsinden öte “önce milletim, önce devletim” diyen Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider iradesinin gerçekliği vardır. Dünün hayalleri bugün bir bir gerçeğe dönüşmüşse, bugünün hayallerini de birlikte yarının gerçeklerine dönüştürmek bizim elimizdedir.

Bunun için zamanın ruhuna uygun davranmak, tercihlerimizi yarının güçlü Türkiye’sinden yana yapmamız gerektiğine bütün kalbimle inanıyorum.

Öyleyse, 28 Mayıs günü “doğru zaman doğru adam” diyerek bir kez daha tercihimiz Recep Tayyip Erdoğan olmalıdır.

TERÖRDEN ARINMIŞ TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN

Ülkemizde 40 yıla yakın zamandır sürdürülen terör faaliyetlerini de sona erdirecek lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. 50.000 vatan evladını şehit verdik, trilyon dolarlar harcadık. Bu acıyı sona erdirmeye, terörün kökünü kazımaya ramak kaldığımız bir dönemde yaşanacak bir rehavetin, geriye gidişin, mücadelenin gevşetilmesinin milletimize çıkaracağı ağır bedeller olacaktır.

Terörün beli kırılmış, terör inine çekilmiştir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir zaferidir. Bu noktaya nasıl gelinmiştir? Kendi evlatlarının heyecanına, başaracağına inanan; onların ürettiği İHA’lar, SİHA’lar, ve onlarca yeni savunma sanayi ekipmanı ile elde edilmiştir.

Dün bize, özellikle Batılı devletler ve ABD bunları para ile dahi vermiyordu. Verdiklerinin ise terörle mücadelede kullanılmaması şartını koyuyordu. Bugün Türkiye’nin önünde yeni bir yol açılmıştır. Bu yolun mimarları bu vatanın has evlatlarıdır. Onlar çalıştı, üretti, milletimiz de onları hep hayır duaları ile destekledi.

Bu mücadele kutlu bir mücadeledir. Gözü yaşlı anaların, ak saçlı dedelerin, yetim yavruların niyazı ile bu noktaya gelindi. Açılan bu yol, Türkiye’nin aydınlık yarınlarının yoludur. Bu yol içerideki sorunlarını çözmüş, istihbarat teşkilatlarının piyonu terör örgütlerinden topraklarını temizlemiş Türkiye’nin yoludur.

Bu yolculuğun, bu umudun yarıda kalmaması ve nihayete erdirilmesi için milletine sevdalı liderlik anlayışının devam ettirilmesi için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da yolculuğunun yarım kalmaması gerektiğine inanıyorum.

Tereddüt eden kardeşlerimize bir kez daha diyorum ki; sandığa gittiğinizde şehitlerimiz aklınıza gelsin, onların yetim kalan evlatları, dul kalan eşleri, gözü yaşlı analarını-babalarını düşünün ve ona göre “EVET” deyin.

MİLLETİMİZİN İRFANINA GÜVENİYORUM

Milletimiz 1. tur oylama günü kendince bir hesap yapmış ve ortaya bir netice çıkmıştır. Buna göre, Cumhur İttifakı’nı bir miktar aşağı çekmiş ama yine milli iradenin tecelligahı olan meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na emanet etmiştir.  Bu her tür eleştirisine rağmen milletimizin, çözümün adresi olarak Cumhur İttifakı’nı gördüğünün net sonucudur. Aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı oylamasında da 45/49.5 gibi bir oranla Cumhurbaşkanımıza bir destek vermiştir. Bu 1. tur için bir kayıp değildir, aksine başarı sayılabilir. Başkanlık seçimleri dünyanın birçok ülkesinde de böyle olmaktadır.

Cumhurbaşkanımız, 2014’te 51.59 ve 2018’de 52.59’luk oy oranlarıyla iki kez ilk turda seçilmişti. Milletimiz 14 Mayıs’ta ise 49.5 oy vererek seçimi 2. tura bırakmıştır. Çorumlu hemşerilerimiz ise 61.74’lük bir oranla Cumhurbaşkanımıza destek vermiştir. Milletin her kararına boynumuz kıldan incedir. Ancak yine de ülke genelinde 49.5 oy ile aklının, gönlünün, vicdanının sesini de ortaya koymuştur.

Şimdi yeni bir gün! 28 Mayıs günü bir kez daha sandık başında olacağız.  Taşıdığımız sorumluluk, sadece kendi sorumluluğumuz değil, evlatlarımızın ve aziz milletimizin geleceğinin sorumluluğudur. Herkesin bu hassasiyet içinde olduğuna inancım tamdır.

Aziz milletimiz; binlerce yıllık devlet geleneği içerisinde ne zaman, ne yapması gerektiğini çok iyi bilmiştir. En umulmaz zamanda, olmaz sanılan işleri yapmıştır. Her zaman vicdanının sesini dinlemiştir. Milletimiz böyle günlerde şahsi kırgınlık, küskünlük hesabı yapmaz. Konuşacak zamanda susmaz. Koşulacak zamanda durmaz. Onun için binlerce yıldır devlet sahibidir. Esaret altında kalmamıştır. Milletimiz için, ayyıldızlı bayrağının nazlı nazlı dalgalanması her şeyden önemli olmuştur.

Ben, aziz milletimizin irfanına güveniyorum. İnşallah o irfan 28 Mayıs günü bir kez daha kendini gösterecektir. 21 yıldır, kendini milletine adayarak hizmet eden; “önce milletim, önce devletim” diyerek hizmet eden Cumhurbaşkanımızı bir kez daha seçecektir. Hem de %53-54-55 gibi bir oranla inşallah o irfan kendini sandıkta gösterecektir.

Ben, zamanın ruhunun böyle gerektirdiği inancını taşıyorum. Bu sebeplerle diyorum ki; DOĞRU ZAMAN’da DOĞRU ADAM’la YOLA DEVAM.”