GÜNCEL

15 Temmuz gazisi Avukat Burhan Özkaya, Akıncı Davası’nda karşılaştıklarını anlattı

15 Temmuz hain darbe girişiminin 8.yıl dönümünde Hitit Üniversitesi tarafından ‘15 Temmuz Gecesi Yaşadıklarımız ve Akıncı Davası İzlenimleri’ konulu söyleşi gerçekleştirildi.

15 Temmuz hain darbe girişiminin 8.yıl dönümünde Hitit Üniversitesi tarafından ‘15 Temmuz Gecesi Yaşadıklarımız ve Akıncı Davası İzlenimleri’ konulu söyleşi gerçekleştirildi.

Hitit Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşi programının konuşmacılığını Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde cuntaya karşı direnirken sol bacağından vurulan 15 Temmuz gazisi Avukat Burhan Özkaya yaptı.

Akıncı Davası’nda yaşadıklarını anlatan Özkaya, 15 Temmuz’a kontrollü darbe ve tiyatro diyenlerin kripto Fetö’cü olduğunu söyledi.

Kontrollü darbe, tiyatro bunlar FETÖ'cülerin 15 Temmuz’dan bugüne hiç vazgeçmeden kullandıkları argümanlar olduğunu belirten Özkaya; “Onlar biraz da kumpası, birbiriyle örtüşmeyen olayları birbirleriyle örtüştürüp mizansen yaratmayı iyi bilirler.” dedi.

2017 yılından beri Gazi Meclisinin gazi avukatı olarak Akıncı davasını takip etmeye başladığını anlatan Özkaya, halen de bu davaların bazı tefrik edilenleriyle vesaireyle uğraştıklarını söyledi. 

Akıncı davasında mahkemenin yaklaşık 485 tane sanık dinlediğini ve o sanıkların hepsinin ifadelerini bizzat dinlediğini dile getiren Özkaya; 

“Emniyette, Savcılıkta, Sulh Ceza Hakimliğinde ve en son Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdikleri ifadelerin hepsine tanık oldum. Şimdi, işin aslı FETÖ terör örgütüyle de aslında o davada tanıştım diyebilirim. Yani bu örgütün gerçekten iki tane kimliği var, belki daha fazla kimliği var. Bizim hepimizin yani burada açıkça dışarıda gördüğümüz insanlar vardı. Kimi esnafı vardı, kimi öğrencisi vardı. İyi kötü bunları biliyorduk. Bunlarla ilgili hepimizin de belli bir diyaloğu vardı ama bunların bir de bir kripto yüzü var. Gizli bir tarafı var. Ben bu askerlerde, bilhassa Hava Kuvvetleri’ndeki F-16 pilotları ondan sonra bu kurmay subayların pek çoğunun FETÖ'cü olduğunu ve nasıl kendilerini gizlediklerini bu davalarda gördüm.” şeklinde konuştu.

‘Şimdi bu darbe tiyatroymuş. Birkaç örnek üstünden gideyim. Aslında bizim en çok anlatmamız gereken şeyler de bunlar diye düşünüyorum.’ diyen 15 Temmuz Gazisi Av. Burhan Özkaya, Akıncı Üssü’nde yakalanan FETÖ’cü 4 sivil imamın mahkemede neler anlattıklarını şu şekilde açıkladı; 

“Akıncı davasında gördük ki Akıncı Üssü’nde sivil imamlar yakalanıyor. Bunlardan bir tanesi Adil Öksüz. FETÖ'cü hesaplara, sosyal medyada bakın hep Adil Öksüz üzerinden propaganda yaparlar, derler ki işte Adil Öksüz devletin adamıydı, devlet onu saldı, yurtdışına kaçtı. Peki, Adil Öksüz devletin adamıydı Ama orada yakalanan Adil Öksüz ile beraber 4 tane daha sivil iman vardı. Bundan hiç bahsetmezler. Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş. Bu adamların Akıncı üstünde ne işi vardı diye düşünüyoruz. Örnek vereyim birazcık. Davada dinlediğimiz ifadelerden, iddianamelerden.
Kemal Batmaz diye bir adam var. Kaynak Holdingin, o dönem FETÖ'nün şirketlerinden Kaynak Holdingin üst düzey yöneticiliğini yapmış, daha sonra bu şirketten ayrılmış ve 15 Temmuz darbesi yaşanmış, 16 Temmuz'da bu adam Akıncı üstünde yakalanmış. Şimdi mahkeme soruyor;
‘Ey Kemal Batmaz ne işin vardı askeri alanda, Ankara'da Kazan’da?’
“Diyor ki ben İstanbul'da yaşıyorum. Emlakçılık işiyle uğraşmaya başladım. Benim diyor arkadaşım vardı, Harun Biniş.” Bu Harun Biniş de eski telekomünikasyon İletişim Başkanlığında uzman bu böcek telekulak davalarında falan yargılanıp ceza alan bir adam.
Yani FETÖ'nün bütün üst düzey yöneticileri dinleyen adamlarından bir tanesi ve bu adam 15 Temmuz'dan önce kamudan atılmış bu işlerden dolayı.
Harun Biniş dedi ki diyor; “Ben kazan tarafından bir arsa alacağım. Sen de emlakçılıkla uğraşıyorsun. Ya bir gelsen de şu arsaya beraber baksak dedi diyor.
Mahkeme soruyor;
‘Kemal Batmaz, sen daha önce hiç emlakçılık işini uğraştın ya, dükkan açtın mı? Bir tane alım satıma aracılık ettin mi? Örnek verebilir misin? Yok. Örnek yok. Ankara'daki mülkü bilir misin? Değerini bilir misin? Yok.
Peki seni Harun Biniş bu iş için çağırdı. Telefonda mi konuştunuz? Mesaj mi attı? Ya buna dair insan kendini kurtarmak ister değil mi? Ya biz onunla mailleştik. Peki maili gösterir misin? Gösteremez. Şimdi İstanbul'daki bir adam akıncısında yakalanıp bu yalanı söylüyor. Ondan sonra bir sivil imam Nurettin Oruç diye bir adam, bu da yine imamlardan birisi.
Kazan'da bir köyde hemen Akıncı Üssü yakınında yakalanıyor. Cebinde araba anahtarı, orada yakalanıyor. Bunun ifadesini dinledik.
“Ya Nurettin Oruç, sen sivil adamsın, asker Hüsnü'nün olduğu bölgede ne işin vardı, ne iş yaparsın? Diyor ki ben belgeselcilik işine başlamıştım. Daha önce hiç belgesel yaptın mı Nurettin Oruç? Yok yapmadım. Peki orada ne yapacaktın? Diyor ki kazan bölgesinde koyunculuk faaliyetleriyle ilgili bir belgesel yapacaktım. Yahu arkadaş bir gün önce bu memleket yangın yerine çevrilmiş. 15 Temmuz gecesi yanmış, bitmiş. Sen 16 Temmuz sabahı nerden aklına geldi belgesel çekmek? Böyle aklıma geldi, olayların farkında değildim diyor. 
Diğer sanıklardan birisi de Hakan Çiçek. Bu adam Anafartalar isimli kolejin ulusalcı askerin çocuklarını gönderdikleri bir kolejin sahibi. Bu adam Fethullah Gülen Amerika’ya kaçmadan önce FEM Dershanesi’nin kantinini işleten adam. Daha sonra gizlemiş ve Anafartalar diye bir kolej kurmuş. Aslında kripto Fetö’cü askerlerin bütün çocuklarını o okullara kaydetmişler. 
Akıncı Üssü’nde  yakalanan bu Hakan Çiçek’e mahkeme heyeti soruyor senin orda ne işin vardı diyor o da; ‘Akıncı Üssü’nün kurmay başkanı vardı onun çocuğu da bizim okulumuza kayıtlıydı. Oraya gidip okulun reklamını yapacaktım.” diyor. Bu adamın daha sonra Akıncı Üssü’nde cep telefonu bulundu ve bilirkişi inceleme yapıldı. Yapılan incelemede geceleyin 12.30 sularında sürekli Fethullah Gülen’in yanında bulunan kişileri facetime üzerinden aradığı ortaya çıktı. 
4 tane sivil imam. Hepsinin Fetö’yle geçmişte bağlantısı var. Hepsi Akıncı Üssü’nde yakalandı ama bu darbe tiyatro diyorlar. Tiyatro demelerinin sebebi aslında kendilerini darbenin dışında tutmaya çalışmalarıdır.  O kadar çok tanık ve sanık beyanına şahitlik ettim ki kripto yapılanmada çözülme çok azaldı. Şunu görüyordum hep aralarında bir rüya muhabbeti vardı. Hocaları rüya görmüş içerden çıkıyorlarmış. 8 sene oldu hala rüya görüyorlar.”